29 Kasım 2016 Salı

Bu Bizim Hikâyemiz (2)






"Yoksa akıl işe yaramıyor mu?" demiş, bırakmıştık.
∘∘∘


Aklın içi boş olsa bilim ilerlemezdi; teknoloji yerinde sayardı!

Belki de henüz çömeziz, hayatımızı düzenlerken aklımızı kullanmayı beceremiyoruz.

Doğayı öğreniyoruz da, yaşamaya basmıyor kafamız!

Öğrenemeden yok olmayalım da!

Ahmaklığımız atom bombası gibi patlayıp insanlığı yok etmesin sakın!
∘∘∘


Kendimize bakalım…

Piyasada çalışacaksan sokağın dilini öğreneceksin…

Piyasa sokaktır.

Ne matematiğin ne fen bilimlerinin mantığı geçer sokakta.

Kurbanlık koyun mantığı çalışır: bir süre iyi beslendiğini görürsen geleceğini pes pembe düşünürsün; ta ki bayramda kafayı kaptırıncaya dek…

Bu hafta nasıl yaşadıysan gelecek hafta için de aynısını beklersin.

Düşünen ölür piyasada!

Sokak şöyle işler:

Gözünü kapar ‘yaparsın’, olmuyorsa tekrar yaparsın, başka şey yaparsın, yaparsın da yaparsın…

Beceremezsen hayatın kararır!
∘∘∘


Ya yanlış yaparsam, diye kaygılanıyorsan, uygun değilsin sokağa...

Cevap açık edilmese de bilinir: kâr edersen kendin alacak, zarar edersen başkasına ödeteceksin...  

Rulet masasının başında kaybettiğinin iki mislini basarak hep masada kalmaya benzer bu.

Yeter ki başkasının parasıyla oyna!

Hayatında bir kez bile kazansan zengin olursun!

Kumarhane sahipleri para basmaz rulete, kumarcılar basar; bunun gibi serbest pazarın da sahipleri vardır.

Hep onlar kazanır.

Onlardan biri değilseniz rulete para bastıran kumarbaz vatandaşa  döner hep kaybedersiniz.
∘∘∘


Sokak hayattır ve de sokakta düşünmeden yaşarsın!

Duyguların otomatik pilot gibi seni yönlendirir…

Hayat ile bilim iki ayrı kanalda akıyordur…

Neredeyse birbirine hiç karışmadan…

Sokağa tahammül edemiyorsan yapacağın –hayat ve bilgi- kanallarını, kendi küçük dünyanda birleştirmektir.

Nasıl?
∘∘∘


(Devam edecek)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder