17 Kasım 2016 Perşembe

Aslında Kararı Duygular Alır





Bizler ‘hayat bilgisi’ni tanımadık. 

Kararların yalnızca ‘akıl’ dediğimiz ‘akıl yürütme’yle alındığını sanırız.
∘∘∘


Oysa akıl yürütme duygularımızda sarsıntı yaratan temel uyarıcıların birinden fazlası değildir…

Aklın yanında daha neler yoktur ki duygularımızı ateşe veren!

Hissettiklerimizin, duyumsadıklarımızın hepsi…
∘∘∘


Niçin böyle bir yanılgı içindeyiz?

Konumuz bu değil; ama şunu söyleyeyim:

Bizler aydınlanmanın öksüzleriyiz![1]
∘∘∘


Neden aklını pek kullanmayan romantiklere ‘duygusal budala’ gözüyle bakarız?

Cehaletimizden!

Duygusal olmayan canlı yaşayamaz; Einstein (ö. 1955) da duygusaldı, ömrünü çapkınlıkla geçirdi…

Budalalığın kaynağı duygusallık değil akıl kullanma becerisinin eksikliğidir…

Karar alırken akıl yürütmenin dozunu kendiniz belirlersiniz.

Kararı yine duygularınız verir aklınız değil!
∘∘∘

Hızlı çekim karar alma süreci bu anlattıklarımızın labaratuvarıdır:

Dövizin sürekli yükseldiği bu günlerde Euro almak istiyorsunuz…

Önce bir tahmin yaptınız –akıl yürütme-: bir süre bekle, düşebilir…

Art arda üç gün yükselme devam etti.

Pirelenmeye başladınız –duygular hareketlendi.

Sarsılan duygularınızı tatmin eden yeni akıl aramaya başladınız:

Yüksek de olsa paramın bir kısmına döviz alayım, ilerde döviz artarsa TL’de kaybeder dövizde kazanırım; döviz düşerse TL’de kazanır dövizde kaybederim…

Rahatladınız.

Para kazanma düşüncesini bırakıp elinizdekini tutmayı yeğlediniz.

Spekülasyonu –kumarı- bırakıp hayata döndünüz.

Gittiniz epeyce yükselmişken döviz aldınız…
∘∘∘

Kararı akılla mı; duygularla mı aldınız?

Romantik budalalar mıyız, akılla yaşadığını sanan ahmaklar mı?

Yoksa hayatın hissetmekten öte bir şeyinin olmadığını görmeyen şartlanmışlar mı?
∘∘∘



[1] Galileo (ö. 1642), Descartes (ö. 1650) ve Kant (ö. 1804) ‘hayatı’ öğrenilebilir bilgiler arasına katmadılar; ‘aydınlanma’ yaşamı görmezden geldi…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder