Yaşam
senin; niçin yaşanacağına sen hükmedersin…
Bu
pencereden bakınca başlık doğrudur…
∘∘∘
Ancak
hayatlara yalnızca bu açıdan bakılmaz…
Söz
konusu olan, arka plandaki akıl ve duygu yumağının sahneye koyduğu oyunlardır…
Her
oyun, seyirciye seslenir; sen istesen de istemesen de sahnedeki hikâyeyi onlar
da değerlendirir…
∘∘∘
Seyirci
toplumdur.
Toplumun
tartısı sandığından daha değerlidir…
Garip
olan toplumun seni bilgisizce, görgüsüzce sana haksızlık edecek düzeyde yanlış
anlıyor olabileceğidir…
∘∘∘
Başkalarının
görüşleri önemliyse buna karşın olmalıdır.
Ve
öyledir…
∘∘∘
Ormanda
tek başına geçen bir yaşam çoğu insan için boşuna yaşanmıştır…
Bunu
bilerek sürdürürsün başkalarına tuhaf gözüken hayatını…
Çoğunu
ciddiye almaz, boş verirsin; yalnızca senin için görüşleri değerli olanları
dinlersin…
Mantığın
sağlamsa onlara bile aldırmazsın…
Ama
söylenenleri duymak yine de önemlidir.
∘∘∘
Neden
mi, çünkü hayatını sınamak için başka test alanı yoktur.
Fizik
olsa, iş kolay; başka fizikçiler seni didik didik eder, nerede durduğunu sana
anlatırlar…
İstemesen
bile...
Hayat
öyle mi? Kimsenin umurumda olmazsın…
Varsın
ileri geri konuşsun herkes…
Ne
kadar sağlam duruyorsun, anlaman için bir sınama imkânı sunarlar sana.
Yürüdüğün
yolun sürdürülebilir olup olmadığını görürsün…
Niçin
yaşadığından emin olursun.
∘∘∘
Demokrasi,
herkesin aptalca bile olsa konuşması, toplum bilimini, hayat bilgisini, “bilimsel”
yapan biricik düzenektir…
Hayatın
laboratuvarıdır, isteyenin istediğini söyleyebilmesi, yazabilmesi…
Yaşama
nedeninin yanlışı olmaz…
Başkalarını
rahatsız etmediğin sürece…
Kimin
kimi rahatsız ettiğini bağımsız, güvenilir hukuk belirlediği sürece…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder