Kendini
kandırabilirsin ama vücudunu kandıramazsın.
Kendim
dediğin aklın…
Vücudum
dediğin duygularındır…
∘∘∘
Aklın
duygularından bağımsız çalışır;
Ama
yalnız başına asla karar veremez…
Düşünürsün,
düşünürsün, düşünürsün…
Akıl
yürütürsün, yürütürsün, yürütürsün…
Ama
ne yapacağına karar veremezsin duyguların istemeden!
∘∘∘
Sevgilinle
buluşacağın yeri mi seçmek istiyorsun…
Başlarsın
düşünmeye olası bütün kahvelerin, pastanelerin, lokantaların güzelliklerini,
mahzurlarını sayıp dökmeye…
Her
şeyi dökersin ortaya bir türlü nerede oturmak istediğine karar veremezsin…
Sonunda
sevgilin isyan eder:
“Sen
manyak mısın!”
Evet,
duygular çalışmazsa tek başına akılla kafayı sıyırırsın…
Canını
sıkma fabrika ayarların böyledir!
Aklın
duygularını kaynattığı sürece –doğru veya yanlış- karar alabilirsin…
∘∘∘
Akıllı
denen insanların büyük çoğunluğu sıradandır.
Komşularını
taklit ederler…
Akılları
bunu emreder…
Akıl
denen şeyi işletmek kolay değildir;
Bilgi
ister, doğru sorularla yaşanmış hayat parçalarının değerli deneyimlerini ister…
Ne
için yaşaman gerektiğini bulup çıkarman gerekir…
∘∘∘
Sıradanlığın
yaygın olmasının temel nedeni, ileri dediğimiz toplumların bile gelirlerini yuttaşlarına adil dağıtmamasıdır…
Türümüz
bir bakıma lanetlidir!
İmkânların
ölçüsünde sıradanlıktan çıkmaya çabalarsın…
Daha
mutluyu, güzeli, estetiği, iyiyi, doğruyu ve de kendini arıyorsan…
∘∘∘
Bulduğuna
razı olursan oyun biter…
Çünkü
büyük bölümü kopyadır benim dediğin önceliklerin…
Hissettiğin
eksikliklerin nedeni budur!
Duyguların
değerlidir;
Aklına,
kazasız belasız duygularını izlemeyi öğretmenin diğer adıdır sıradanlıktan
çıkmak…
Bir
şeyler eksik diyorsan eksiktir;
Tamamlayınca
duygularını daha iyi anlarsın…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder