Doğru hayat iç barış getirir...
Sarp dağların bulutlarda
kaybolmuş tepelerine benzer…
Tepelerin tepesidir doğru hayat…
Doğru yaşamak istiyorsanız kendi
tepenizi bulursunuz.
∘∘∘
Yoksa içine düştüğünüz zamanın
sağduyu dediği yollardan birinde yürür durursunuz.
Sağduyudan doğru hayat çıkarmak
samanlıkta iğne aramaktan zordur.
Yanlış yaşam önerir çoklukla
sağduyu…
“Yanlış yaşamı doğru yaşayamazsınız…”[1]
∘∘∘
Önce bulur sonra yaşarsınız
doğru hayatı…
Bulunca bilgi sahibi olursunuz…
Yaşadıkça bilge olmaya yürürsünüz…
Yakalayamazsınız bilgeliği, yolunda yürür yaklaşırsanız…
Yeterlidir…
Yaşamadığınız bilgi yüktür, keder toplar.
∘∘∘
Nasıl bulursunuz kendi bilgeliğinizi?
Kafanıza ve gönlünüze uygun
bilgelerin, ahlakçıların, düşünürlerin yollarına bakarak…
Sanata, edebiyata, şiire, müziğe
eğilerek…
Bilim adına konuşan uzmanlara
pek kulak asmayın, kendileri soru sormaz başkalarının sorularına verilen
yanıtları satarlar.
Güç peşindedirler…
Elbette filozoflar da deniz
derya doludurlar; ancak dikkat! Çoğu, insan tekinin trajedisine ilgisizdir.
İnsanlık durumuyla pek
ilgilenmezler; kafalarındaki soruların büyüsünde yitip gitmiş dâhilerdir…
Her birinden gıdım gıdım
tadarsınız, kapılıp da kaşık kaşık yemeye kalktığınızda hazmetmek zordur.
Yanlış hayata saparsınız…
∘∘∘
Bilgeliği aramak (a) ise onu
yaşamak (z) dir.
Bulmadan yaşayamaz olmamız bu
uçurumu yok etmez.
Ararken bilgelerden öğrenir, onların yaşamlarıyla tanışırsınız...
Yaşarken bilgelerden alıntı
yapmaz bilge olursunuz.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder