Doğru’nun güzel göründüğüne inanıyor Adam.
Güzelini göremeyenin kendi
doğrusu olmaz, der.
Her felsefe hocasının filozof,
resim hocasının ressam, müzik öğretmeninin besteci olmamasının nedeni budur.
∘∘∘
Alman filozof Kant (ö: 1804), İngiliz
fizikçi Newton’nun (ö: 1727) hareket kanunlarını nasıl bulduğunu açıklarken çok
zorlandı.
Gezegenlerin ne zaman nerede
olacaklarını bilebilmek nasıl bir şeydi?
İnsan hangi yöntemle bulabilirdi
doğanın (Tanrının) bu kanunlarını?
∘∘∘
Bu, dedi Kant, gözlemle deneyle
olacak iş değil…
Newton’un kafasında, söylendiği
gibi, elmanın düştüğünü görünce yer çekimi kanunlarının ne olduğunun çakmaya
başladığı tümüyle yalandır!
Yeryüzünün tüm meyvelerinin
dallarından yere indiğini gözlesen beceremezsin bu işi…
Olsa olsa Newton dehasıyla keşfetmiştir bu aşkın bilgiyi…
Dehanın aklının nasıl çalıştığını
kimse bilemez!
∘∘∘
Adam'ın kafası yatıyor böyle
şeylerin altında dehanın yattığına.
Deha, diyor Adam, doğruyu
kovalarken uzun süre izini sürüyor…
Estetik’i, uyum’u ve güzellik’i arıyor doğru’nun
işareti olarak!
Doğrunun beyindeki ilk yansımaları mutlaka ‘güzellik’ olmalı…
∘∘∘
Hangi mantığı kullanırsanız
kullanın güzellik’i kuru kuru düşünceyle
bulamazsınız.
Güzellik’i ancak düşüncesizlikte, dinginlikte, zihninizi fişten
çekip kendinizle baş başa kaldığınızda algılarsınız.
Düşüncenin lâbirenti yerine varlığınızın
en derin yerinde uyuyordur güzel...
Yanına inebilmeniz için geçmişten
geleceğe giden yatay zaman
çizgisinde yaşayan ‘düşünceyi’
susturmalısınız önce…
Ardından ancak ‘şimdide’ yaşayabilen kendi içinize dikine dalarsınız…
İnebildiğiniz en derine…
∘∘∘
Dehanın bizden farkı bunları
farkında bile olmadan yapıyor olmasıdır
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder