Başlığı sosyal medyadan aldım.
İnsanların içine çıkmadığımı,
yeterince sosyalleşmediğimi söylüyor yakınlarım.
Kitaplarda ne buluyormuşum;
eleştiriyorlar…
Sosyalleşiyorum izninizle…
∘∘∘
Başlığın varsayımı doğru değil!
Yanlış bir kabulle yola çıkıyor:
İnsanların doğası, diyor, aynıdır,
tek formül herkese yeter…
Varsayım yanlış… Doğanın mucizelerinden
biri, her insanın diğer milyarlarca türdeşinden apayrı ayarlarla doğduğu ve değişik
formülle mutlu olduğu…
“Yanlış yaşamı doğru yaşayamadığınız” gibi, yanlış soruyu da doğru
cevaplayamazsınız…
∘∘∘
Ben mutluluğu aramak yerine mutsuzluktan
uzak durmayı yeğliyorum.
Hangi olayın sonunda yaşam
enerjimin azaldığını duyumsamışsam o olaya bir daha yanaşmıyorum.
Örneğin kumar oynarken zamanın nasıl
geçtiğini anlamazsınız, ama sonrası gayya kuyusudur…
Tükenmişsinizdir.
Tek gecelik seks, içkini yudumlayarak
her gördüğüne aynı sıradan sözleri tekrarladığın toplantılar, sürekli bildiğin
insanların kanıksadığın görüşlerini dinlemek zorunda olduğun yan yana gelmeler,
hayata bakışları apayrı aile fertlerinin uyumsuz dünyalarının sürtüştüğü
birliktelikler güç vermek bir yana olanı alıp götürüyor.
Bunlardan becerebildiğimce kaçtım.
Bir de aynı yastıkta kocayacağım
bir “iş” aradım kendime.
“Eş”
konusunu sormak üzeresiniz biliyorum.
O, “iş”ten sonra gelmeli. Yoksa “iş”ten
almanız gerekeni ondan beklersiniz, yazık edersiniz…
∘∘∘
Kısalttığım bir şiir[1]:
İnsan acaba ne istemeli?
Sakin kalmak mıdır?
Bir yere sarılmak mıdır?
Kendini akıntıya bırakmak mıdır?
Bir kulübecik mi yapmalı?
Tepesine bir çadır mı dikmeli?
Kayalara mı güvenmeli?
Yoktur herkes için uygun olanı!
Herkes kendi yolunu bulmalı,
Herkes çatısını kendi çatmalı,
Ve duran, düşmemeye bakmalı!
∘∘∘
Beğendiniz mi?
Çoklarının İngiliz Shakespeare ile birlikte insanlığın en
büyük bilgesi dediği Alman Goethe’nin bir şiiri…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder