18 Mart 2016 Cuma

Mutluluk mu İç Barış mı




Mutluluk olumlu gördüğünüz olguların üstünde temellenir.
İç barış’ın bununla ilgisi yoktur.
Kendinle uyumlu olmak, kendinden ürkmemek, tek başına gönül huzuru ile var kalabilmektir iç barış.
Mutluluk sürekli değildir, olumlu diye gördüklerinizin etkisi geçicidir, acıya dönüşebilir…
Mutlu olduğunuz olayların çoğunun sonu boşluktur, yaşam enerjisinde azalma hissedersiniz. Tümü, sonunda “Bu mudur?” duvarında çarpıp parçalanır.
İç barış yüksek şarap gibidir zamandan beslenir.
∘∘∘

Mutluluk zihnin yargısıdır.
Bilgisayarınız gibi yalnızca bir aracınızdır zihniniz. Nasıl isterseniz öyle kullanırsınız.
Bilgisayarınızda gördüğünüz her şeye inanıyor musunuz? Zihninize de aynı gözle bakmalısınız.
Arada bir arkadaş toplantıları, yemekler, at yarışları, iskambil oyunları her çeşit eğlence insanı yeniler; sürekli olanı ise sıkıntıdır, bunalımdır…
Bu mudur?”a gelip dayanır. İçiniz kararmıştır. Aydınlık aramaya koyulursunuz.
Aradığınız “iç barış”tır. 
∘∘∘

Zihniniz olaylara olumlu, iyi, güzel derken “kurbanlık koyun mantığı”nı –tümevarım- kullanır.
Deneyimlerinizden gelen fikir ve duygu haritanıza bakar ve gördüklerini söyler.
Yarını düne benzetmektir bu mantık. Böyle olmadığını hepimiz biliriz.
1000 adet beyaz kuğu görseniz 1001’incinin siyah olmadığını söyleyemezsiniz.
∘∘∘

Zihninizi eleştirmeye başlayarak iç barış yoluna düşersiniz.
Hem toplum aklının sağduyusunu, hem de kendi zihninizin –aklınızın- standart yargılarını eleştirirsiniz.
Kendinize giden yol bu sokaklardan geçer.
Biri sürekli zihninizden farklı olduğunuzu fısıldar.
∘∘∘

Doğru yolda olduğunuzu nasıl anlarsınız?
Başrolünde oynadığınız ve tekrarladıkça yaşam enerjinizin arttığını hissettiğiniz her şey sizi doğru hayat'a –kendinize- götürür.
Yüksek sanat, rolünüze katkı yaptığı ölçüde önemlidir.
∘∘∘

Oyunun büyüğü küçüğü olmaz yeter ki doğru hayatınızı bulun!
Yalnızca yaşadığınız  –sağduyunun beğenmediği- başrol, hayatınızın rolü olabilir…
Zihniniz şikâyet ederse, aldırmayın; alışacaktır…
∘∘∘


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder