Mutluluk olumlu
gördüğünüz olguların üstünde temellenir.
İç barış’ın bununla
ilgisi yoktur.
Kendinle uyumlu olmak, kendinden
ürkmemek, tek başına gönül huzuru ile var kalabilmektir iç barış.
Mutluluk sürekli
değildir, olumlu diye gördüklerinizin etkisi geçicidir, acıya dönüşebilir…
Mutlu olduğunuz olayların
çoğunun sonu boşluktur, yaşam
enerjisinde azalma hissedersiniz. Tümü,
sonunda “Bu mudur?” duvarında çarpıp
parçalanır.
İç barış yüksek şarap
gibidir zamandan beslenir.
∘∘∘
Mutluluk zihnin yargısıdır.
Bilgisayarınız gibi yalnızca bir
aracınızdır zihniniz. Nasıl
isterseniz öyle kullanırsınız.
Bilgisayarınızda gördüğünüz her
şeye inanıyor musunuz? Zihninize de aynı gözle bakmalısınız.
Arada bir arkadaş toplantıları,
yemekler, at yarışları, iskambil oyunları her çeşit eğlence insanı yeniler;
sürekli olanı ise sıkıntıdır, bunalımdır…
“Bu mudur?”a gelip dayanır. İçiniz kararmıştır. Aydınlık
aramaya koyulursunuz.
Aradığınız “iç barış”tır.
∘∘∘
Zihniniz olaylara
olumlu, iyi, güzel derken “kurbanlık
koyun mantığı”nı –tümevarım- kullanır.
Deneyimlerinizden gelen fikir ve duygu haritanıza bakar ve gördüklerini söyler.
Yarını düne benzetmektir bu
mantık. Böyle olmadığını hepimiz biliriz.
1000 adet beyaz kuğu görseniz
1001’incinin siyah olmadığını söyleyemezsiniz.
∘∘∘
Zihninizi eleştirmeye başlayarak
iç barış yoluna düşersiniz.
Hem toplum aklının sağduyusunu, hem
de kendi zihninizin –aklınızın- standart
yargılarını eleştirirsiniz.
Kendinize giden yol bu
sokaklardan geçer.
Biri sürekli zihninizden farklı olduğunuzu fısıldar.
∘∘∘
Doğru yolda olduğunuzu nasıl
anlarsınız?
Başrolünde oynadığınız ve tekrarladıkça
yaşam enerjinizin arttığını hissettiğiniz her şey sizi doğru hayat'a –kendinize- götürür.
Yüksek sanat, rolünüze katkı yaptığı ölçüde
önemlidir.
∘∘∘
Oyunun büyüğü küçüğü olmaz yeter
ki doğru hayatınızı bulun!
Yalnızca yaşadığınız –sağduyunun beğenmediği- başrol, hayatınızın rolü
olabilir…
Zihniniz şikâyet ederse,
aldırmayın; alışacaktır…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder