9 Mart 2016 Çarşamba

İnsanın Doğası ve Lanetli Koşucu



Bildiklerimizle övünüyoruz…
Haksız da sayılmayız.
∘∘∘

Ancak nasıl bir uygarlık?
Biz bildikçe Dünya daha az öğrenmeye değer hale geliyor!
Savaşlar, göçler, canlı bombalar…
∘∘∘

Belki de yanlış şeyleri biliyoruz!
Bakın, hâlâ “insanın ne olduğunu” bilmiyoruz.
İnsanın doğası nedir?
Cevap yok!
∘∘∘

Yanıtlar binlerce yıldır, sanatta, edebiyatta, şiirde, din kitaplarında…
Sosyal bilimlerde varsayım üstüne varsayım…  Sonuçtan geçtik umut yok!
Bana sorarsanız fen bilimlerinden - fizikten, kimyadan, biyolojiden- cevap gelene dek düş kırıklığı sürecektir…
Herkes amacına uygun insanı tanımlayacak ve –kolayca- yaratacaktır
Güce ve paraya düşüyor bencil insan...
Panzehirini bilemiyoruz…
Belki de hasta kendini tedavi edemiyor!
∘∘∘

Fen bilimleri bulacak daaa…
‘Eşek ve yonca hikâyesi…’ bu, apaçık.
Beklerken ya zamana teslim olacaksınız: tüketmek için çalışacak, çalıştıkça tüketeceksiniz
İsteklerinizi ardı ardına doyurma histerisine kapılacak, ayırdında bile olmayacaksınız.
Uğursuz bir satın alma yarışında –kusura bakmayın, lanetli- bir koşucu gibi
Sonunda “Bu mudur?” duvarına bindirmiş düş kırıklığını göze alarak…
∘∘∘

Ya da…
Yeni bir yol bulacaksınız…
En azından kendinizi daha iyi tanımak…
Belki de doğru hayatınızı keşfetmek için…
∘∘∘

‘Uzakdoğu’nun spiritüel aydınlanma uzmanlarını (!) işaret etmiyorum.
Yeni bir “Hayat Bilgisi [1]  keşfetmek, diyorum.
∘∘∘



[1] Hayat Bilgisi, Hüseyin İğdirli, huseyinigdirli.blogspots.com.tr  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder