16 Temmuz 2017 Pazar

Yazmak Tartışmanın Panzehiridir





Yazdıklarını okur, beğenirsen başkalarına da anlatırsın –yayınlarsın.
Vasatın yeterince üstündeyse, yeterince gerçekçi, yeterince zarifse, okurlar…
Sorgulamış, sorularını kendin yanıtlamış, doğruyu, güzeli ve etik’i bulmak istemişsindir;
Yalnız başına.
∘∘∘

Tartışmak ise apayrı bir zanaat…
Sorgular, kendi cevabın yoksa bile karşıdakinin ayaklarına dolarsın kafandaki açmazı.
Amacın karşıyı çuvallatmaktır.
Çok azından öğrenirsin; oh çekmek, içini rahatlatmak için sahneye konur tartışma.
∘∘∘

Düşünmek ve kendine anlatmak yaşam sevincini artırır.
Tartışma sonunda ise bataklığa düşmüş, sürüne sürüne zor bela kıyıya çıkmış gibi hissedersin:
“Bir daha bu balçığa girersem…”  
Ruhunu temizleyecek ilaç ararsın ararsın!
∘∘∘

Çok az kişi dinleyerek fikrini değiştirir; onlar da sormaya önceden başlayanlardır…
Kendi kafana daha kuvvetle sarılırsın tartışma sonunda.
∘∘∘

Tartışma sefalettir, düşünme yeni dünyalar kurmak...
Birinde sevincini yer bitirir diğeri üstüne koyarsın.
∘∘∘

Yalnızca kendi kafanla ikna olursun.
Tartışmanın zehri, insanların birbirlerini ikna etmek istemesinden kaynaklanır.
Düşünceni anlatmaz karşıdakini ikna etmeye çalışırsın;
Tuzak buradadır...
Kimse ikna edilmeyi sevmez...
∘∘∘

İlle de sorularına yanıt arıyorsan oturup yazacak ve de gündelik sohbetlerde okul kantinivari tartışmalardan kaçacaksın…
Tabii, sevinç depolarını hovardaca yemek istemiyorsan…
∘∘∘

Tartışmak yasak mı?
Elbette değil; o söyleyecek ardından sen söyleyeceksin…
Arada doğru anlamak için bir iki küçük soru belki…
İkna etmek için sidik yarışına girmeyecek kimse…
O görev herkesin kendisine düşüyor…
Deneyin yaşam daha güzelleşecektir…

∘∘∘

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder