Vatandaşın
bu bilgi ve teori işlerine ayıracak pek vakti olmaz.
Çünkü,
genelde geçim derdiyle yatar kalkar, bu bir…
İkincisi,
epey bir birikim ve de bunları düşünerek yaşanmış yılların deneyimi olmazsa
kafanı takacak başka şeyler bulursun vakit geçirmek için…
∘∘∘
Gelişmiş
ülkelerde bile böyledir:
Bilgi,
teori, kesin bilgi üstüne muhabbet başlayınca insanlar gönüllerince saçmalar…
Vatandaşı
anlarsın ama ya ünvanı kabarık olanları nereye koyacaksın?
∘∘∘
Bize
okullarda bilginin kesin olduğunu öğrettiler -1960’lar, 70’ler…
Sonra
devir değişti…
∘∘∘
Dört
çeşit bilgi var şimdi:
Bir,
matematik ve mantık…
İki,
doğa bilimleri (fizik, kimya, biyoloji…)
Üç,
İnsan bilimleri (felsefe, ahlak, mantık, hukuk, tarih, dil, sanat, edebiyat,
müzik…)
Dört,
sosyal bilimler (ekonomi, sosyoloji, siyaset bilimi…)
∘∘∘
Matematik
ve mantık kesindir; ama kurgudur insan yapısıdır, hayaldir; ondan kesindir…
∘∘∘
Bilim
dendi mi, kastedilen doğa bilimleridir.
Birisi
bir teori atar ortaya, kuramıyla yaptığı kestirimler doğru çıktığı sürece iddiası
doğru kabul edilir…
Eğer
bir zaman ve yer gelir ve de o teoriyle yapılan öngörü yanlış çıkarsa kuram
ölür; çöpe atılır yerine başkası gelir…
Örneğin
Newton’un (ö.1727) yerçekimi kuramını çöpe atan Einstein’dır (ö. 1955).
Kısaca, bilgi dediğimiz kestirimleri doğru çıkan teoridir…
Bir
şeyin adı teori olduğu için ya da kesin olmadığı için bilgi olmadığını söylemek,
cehalet
değilse akılsızlıktır!
Evrim
kuramı da, yerçekimi de yanlışlanıncaya kadar doğru olan teorilerdir.
∘∘∘
İnsan
bilimleri elbette kesin değildir; insanın neresi kesin olsun?
∘∘∘
Sosyal
bilimler, bilim olmayı amaçlayan iyi niyetlerdir; daha iyisi olmadığından
mecburen kullanılırlar…
∘∘∘
İşletmeyi
mi unuttuk?
O
sosyal bilim bile değildir!
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder