Hep
gülücük, hep kahkaha, hep sevgi, hep saygı, hep iyilik, hep güzellik midir
mutluluk?
Sanmıyorum;
ufka yürüyen sütliman asfaltlardan sevinç çığlığı yükselmez!
∘∘∘
Kendi
dünyandan damıttığın sevinçlerin mancınığından bulutlara fırlatılmaktır
mutluluk…
Bildik
dünyaya pek benzemez seninkisi, bin bir tatlı beladan atlayarak bulmuşsundur…
Oraya
sığındığında yalnızsındır, ne kadar yakının olursa olsun başkası senin dünyanın
oksijeninde yaşayamaz…
Yalnızca
sen yakabilirsin o havayı; orada doğan sevinçlerdir seni vasat’dan ayıran…
İlle
de özel bir sözcük ararsan “mutlu” eden…
∘∘∘
Sözlüklerin
dediğine kulak asmayın, mutluluğun eksiksiz ulaşılan özlemlerle bir ilişkisi
olamaz!
Doymuş arzuların ardından gıp gri bir boşluk gelir…
Kendine
kurduğun dünyaların özel sarhoşluğudur mutluluk, kimseye anlatamadığın…
∘∘∘
“Baba
nasılsın?”
“Bomba
gibiyim, daha iyisini olamam!”
Al
sana mutlu olduğunu kendine ispatlamaya debelenen biri…
∘∘∘
Anne-babalar
mutluluğun finansal yanıyla ilgilidir.
Çocuğu
okutmak yerine ev alsak daha iyi, diye düşünürler çoğu kez. Evin kirası kadar
para kazanabilecek mi acaba?
Bu hesapta
okumak bir iş girişimidir.
Yaşamın
bir yere dek para gereksindiği doğrudur; ancak eğitim iyi para kazanmak yerine
iyi yaşamak içindir…
İkisinin
arasında, ne hayatları zehirleyen, dramatik bir fark vardır:
Para
ile ayakta kalırsın; sevinç üreten ise özel dünyalarda kurulan hayatlardır…
Böyle
hayatlar insan bilimleri üzerinde temellenir…
Felsefe,
mantık, tarih, sanat değerlendirme, dil, müzik, edebiyat, şiir ile şansın ve
aklın varsa eğitiminde tanışırsın…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder