Kişilerin
değil…
Michelangelo
Antonioni (ö. 2007), İtalyan yönetmen, bir filmi için şöyle demiş:
“Bir
kişinin değil duygunun hikâyesidir… Belki de olmayan –bilinmeyen- bir
duygunun…”
Bir
yerde okumuştum…
∘∘∘
Söylemiştir,
inanıyorum…
Söylemediyse
bile, aklına gelmiş ama seslendirmeyi unutmuştur!
∘∘∘
Evrimin
insana bir kazığıdır:
Düşünceyi
vahşetinin silahı gibi kullandıkça kendini tüketiyor insan.
∘∘∘
Bilim
aklın, hayatlar duyguların çocuğudur.
Sevgi
ve şefkat esintileri yaratır duygu sözcüğü içimizde, onları bizden sayarız;
Nefret
te duygudur ve sevginin ikizidir…
İntikam
da öyle ve şefkatin kardeşi…
Unuturuz...
Sevgiyle
yaşamak nefretle kucaklaşmaya dönüşebilir;
Şefkatle
kucaklaşmak da intikama…
Büyük
insanlık kapanı burada kuruludur;
Kanlı tarihimizin yazarı bu tuzağa düşen
insandır…
Beğenmesen
de akıldan başka sığınağımız var mı?
∘∘∘
Bilimden
başka şeyin mantığı yoktur…
Gündelik
hayatta –ekonomide, politikada…- akıl yürüterek düşünür, duygularınla karar
verirsin…
Aklının
mantığı bozuktur, duyguların ise güvenilmez…
∘∘∘
Açmaz
işte bu sapakta örülüyor.
Pazardaki
vahşi rekabet burada azgınlaşıyor:
İnsan
yapımı iklim felaketi üstümüze üstümüze geliyor, Tanrı’nın tufanı diyorlar…
Yapıyorlar;
topu yukarı atıyorlar…
∘∘∘
Fosil
yakıtları –petrolü ve kömürü- terk etmezsek türümüz yok olacak…
Bir şeyler
yapabilmek için 30 yılımız varmış!
Tek
güvencemiz bilim böyle söylüyor…
Petrol
ve kömür firmaları da aksini…
∘∘∘
Duyguların
hikâyesi hayatlar, bunları ciddiye almıyor:
∘∘∘
İnsan
aklıyla düşünüyor, duygularıyla karar alıyor. Bir konuda içinizde tanıdık
duygular ve onlarla ilgili hisler oluşmadıysa o konu size asla dokunmuyor...
İklim
felaketi bunlardan biri; duygularımız tanımıyor onu…
Ciddiye
almıyor;
Ve uçuruma
yürüyoruz!
∘∘∘
Nasıl
çıkacağız işin içinden?
Konuyu
sürdüreceğim…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder