Değmen
gerekene dokunman eksikse, kendin keşfederek doldurursun boşlukları.
Zamana
kafa tutarak…
∘∘∘
“Omuzlarınızı ezen, sizi toprağa çeken
zamanın korkunç ağırlığını duymamak için durmamacasına sarhoş olmalısınız.
Şarapla,
Şiirle
ya da erdemle
nasıl isterseniz.
Ama sarhoş olun…”
Diyen
şairdir Baudelaire -bodler…
∘∘∘
Aklı
başında olanların (!) başka bir deyişle kafayı sıyıranların imparatorluğudur bu
yüzyıl…
Kömür
ve petrol severlerin…
İşletme
fakültelerinde işletilmeyi eğitim sayanların…
Üniversitelerinin
kapılarında “Para kazanmayı bilmeyenler buraya giremez…” yazanların
imparatorluğu…
∘∘∘
“Bırak şehrin iğrenç kalabalığı gitsin.
Yesin kamçısını hazzın sefil çümbüşte…”
∘∘∘
Denize
bakmasını unutmuş, köleliğini gücü sanan insan…
“Deniz aynandır senin, kendini seyredersin
Bakarsın, akıp giden dalgaların
ardından.
Sen de o kadar acı bir girdaba
benzersin.”
∘∘∘
Duymayı,
düşünmeyi, hissetmeyi kaybettiği gençliğinden mecalsiz çıkan…
“Gençliğim
bir karanlık fırtına oldu,
…..
Öyle harap çıktım ki bu fırtınadan,
Bahçemde kızarmış tek tük meyve kaldı.”
∘∘∘
Paranın
gölgesinde cennetini arayan…
“Ne kadar uzaktasın ey mis kokulu cennet,
Ey, sadece sevincin, aşkın ürperdiği yer,
Ey her ruhun içinde boğulduğu saf
şehvet,
Ey bir ömür boyunca gönül verilen
şeyler!
Ne kadar uzaktasın ey mis kokulu cennet…”
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder