İnsan
zihninin özgürce kullanımıdır oyun.[1]
Bakmayın
çoğu oyunun başkasına karşı oynandığına, oyuncu asıl kendisiyle rekabet eder…
Kendini
aşmak için oynarsın.
Oynayan insan, insandır...
∘∘∘
Toplumun
söyleminde oyuna pek rastlanmaz.
Esas
olan çalışmaktır.
İyi
oynamak değil çok çalışmaktır erdem!
Toplum
çalışmanı ister…
Sen
oynamak istesin…
Bunu göremezsen,
hayatın kararır sebebini bilemezsin…
Hayat
böyleymiş, dersin…
İnsan oynarken
insandır, çalışırken köle!
∘∘∘
Sanat,
edebiyat, müzik, bilim, oyun oynamaktır.
Diğer
kesimler çoklukla çalışır;
Zihne “yalnızca
pratik amaçlar için düşün!” emri vermektir çalışmak…
“Oyunu bırak!” ve “Öl!” demektir...
∘∘∘
Kendi
oyununuzu oynamanızın önünü açan toplum ileri toplumdur.
Toplumlar
oyunu sevmez, insanlar sever;
Onlar
da farkında değildir…
Vakit geçiremeyen
emekliler bunun acıklı itirafıdır…
Kölelik
insana oyunu (hayatı) unutturmuştur!
∘∘∘
Çıkar
endişesi olmayan, zorunluluk baskısı altında çalışmayan, kısaca oyun oynayan zihin
en yaratıcıdır…
Bu zihinler temellendirmişse
toplumlar yükselir…
∘∘∘
“İleriye bakıp önümüzde yapılacak
ne çok şey olduğunu gördüğümüzde, yaptığımız küçük şeylerin ne kadar değersiz
olduğunu fark ederiz.”[2]
Çalışma zorunluluğu altındaki insanın yapabildiği bu kadar…
İnsanlığın ömrü yeterse, daha
iyisini oyun oynayan insanlar yapacak…
Hayat, oyununu bulmaktır.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder