2 Mayıs 2017 Salı

Oyun




İnsan zihninin özgürce kullanımıdır oyun.[1]

Bakmayın çoğu oyunun başkasına karşı oynandığına, oyuncu asıl kendisiyle rekabet eder…

Kendini aşmak için oynarsın.

Oynayan insan, insandır...
∘∘∘


Toplumun söyleminde oyuna pek rastlanmaz.

Esas olan çalışmaktır.

İyi oynamak değil çok çalışmaktır erdem!

Toplum çalışmanı ister…

Sen oynamak istesin…

Bunu göremezsen, hayatın kararır sebebini bilemezsin…

Hayat böyleymiş, dersin…

İnsan oynarken insandır, çalışırken köle!
∘∘∘


Sanat, edebiyat, müzik, bilim, oyun oynamaktır.

Diğer kesimler çoklukla çalışır;

Zihne “yalnızca pratik amaçlar için düşün!” emri vermektir çalışmak…

“Oyunu bırak!” ve “Öl!” demektir...
∘∘∘


Kendi oyununuzu oynamanızın önünü açan toplum ileri toplumdur.

Toplumlar oyunu sevmez, insanlar sever;

Onlar da farkında değildir…

Vakit geçiremeyen emekliler bunun acıklı itirafıdır…

Kölelik insana oyunu (hayatı) unutturmuştur!
∘∘∘


Çıkar endişesi olmayan, zorunluluk baskısı altında çalışmayan, kısaca oyun oynayan zihin en yaratıcıdır…

Bu zihinler temellendirmişse toplumlar yükselir…
∘∘∘


“İleriye bakıp önümüzde yapılacak ne çok şey olduğunu gördüğümüzde, yaptığımız küçük şeylerin ne kadar değersiz olduğunu fark ederiz.”[2]

Çalışma zorunluluğu altındaki insanın yapabildiği bu kadar…

İnsanlığın ömrü yeterse, daha iyisini oyun oynayan insanlar yapacak…

Hayat, oyununu bulmaktır.
∘∘∘



[1] Matthew Arnold (ö. 1888) nİngiliz eleştirmen.
 [2] Goethe (ö. 1832) Alman şair, oyun yazarı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder