Hevesli, buram buram istek ve arzudur; yenidir, başlangıçtır…
Yeni
hevesdir, yeni dünyadır; hoştur…
∘∘∘
Yazar
heveslisi yazıyı, mesleğinin anlatılarından farksız sanır…
Oysa
yazarın yazısı başkadır; gazetecinin anlatısı, mühendisin anlatısı, profesörün
anlatısı, doktorun anlatısı başkadır…
Yazarın
yazısından –güçlü ise- aşılanırsın, yönlenirsin, belki bilgi de alırsın ama
bilgi için okumazsın aslında onu…
∘∘∘
Başka
mesleklerin anlatılarını bilgi için okur, öğrenirsin…
Yazar
sana telkin eder, işaret eder, “bak bu patika da var” der, “yürümek istersen…”
∘∘∘
“Yazı,
serüvenin anlatımı değil, anlatının serüvenidir…”
Anlatının
serüvenini sevdiğin için, işaret edilen yön içine sindiği için okursun…
∘∘∘
Politikacının
konuşması, yazarın yazısıdır…
Politikacı
kalabalıkların duygu haritasında 12’yi vurmak ister…
Bilir,
gündelik hayatta mantıklı olanı bulmak için duygularına sorarsın…
“İyi
hissediyorum!” derse içindeki ses, o iş uygundur…
∘∘∘
Usta
politikacı tek cümle eder, o cümle unutulmaz.
Hevesli
politikacı, kuru, yavan, mantıklı pek çok şey söyler; hiçbiri hatırlanmaz…
İnsanların
bunları dinleyecek, ne arzuları, ne deneyimleri, ne birikimleri vardır.
∘∘∘
Hevesli
politikacı eleştirdiği olayı anlatır ardından:
“Bu doğru değildir!” der; “Bu yanlıştır!”
Kaldı ki
insanlar sen ne yapacaksın onu arar!
∘∘∘
Yaşamın
dilini bilen usta politikacı:
“Tank
getirdin de çıkmadık mı?” der…
“Tanka
çıkmamak doğru değildir!” demez…
“Toprak
işleyenin su kullananın.” der…
“Toprağı
işlememek, suyu kullanmamak doğru değildir!” demez.
“Yollar
yürümekle aşınmaz!” der…
“Yollarda
yürümek doğrudur veya doğru değildir!” demez…
∘∘∘
Yazar
heveslisi yazarlıktan, politika heveslisi politikadan aynın derecede uzaktır.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder