İnsanları
olmadık şeylere inandırabilirsem bana “şarlatan” derler.
∘∘∘
Söylediklerime
kendim de inanabilirim, bu benim şarlatanlığımı bozmaz.
∘∘∘
Şarlatanların
çoğu kendi şarlatanlıklarının kurbanıdır. Çok seyrek de olsa söylediklerine inanmadan
bu mesleğini başarı ile sürdürmüş –üstün zekâ- şarlatanlara da rastlanır.
∘∘∘
Çok
basittir şarlatan olmak.
∘∘∘
Öyle
şeyleri ileri süreceksiniz ki kimse aksine ispatlayamayacak!
∘∘∘
Örneğin:
Erik
dalının kabuğunu soyun, küllü suda yarım saat kaynatın; her sabah aç karına bir
çay bardağı için; boyunuz, bünyenizin izin verdiği son kerteye dek uzayacaktır.
∘∘∘
Kimse
aksini söyleyemez.
∘∘∘
Ancak
siz şarlatan olursunuz.
∘∘∘
İnsanlar
neden inanır böylesi -aksi söylenemez- iddialara?
∘∘∘
Kalabalıklar
yalnızca bilgi aramaları gerektiğini bilir. Aradıkları bilginin nasıl olması
gerektiğine kafayı takmaz. Taksa bile işin içinden kolay kolay çıkamaz. “Bilginin”
nasıl olması gerektiği gündelik hayatın telaşına sığmayacak denli karmaşıktır.
Zaman, çaba ve merak ister…
∘∘∘
Bu nedenle
şarlatanların her çağda müşterisi bol olur; sürekli tanımadığı bilgiyi arayanlara kolay ve ucuz mal ve hizmet sunarlar…
∘∘∘
Aklınıza
gelen ciddi kurumlar bile “şarlatanlık”ın çekiciliğinden kurtulamazlar. Tersi
söylenemez iddialarla mal ve hizmet sattıkları çok görülür.
∘∘∘
Bu
nedenle en akıllımız bile şarlatanlık tuzağına düşmekten kurtulamaz.
∘∘∘
Reklamların
büyük bölümü şarlatanlıktır.
∘∘∘
Gazoz
içerek mutlu olan, borsacıların –teknik
analizcilerin- yolundan giderek zengin olan, “light” endüstriyel ürün yiyerek
sağlıklı kalan, araba değiştirerek huzur bulan, evini yenileyerek olgunlaşmanın
damıttığı sonsuzluğa erişen, burcunu inceleyerek eş seçip büyük aşk yaşayan görülmemiştir;
ama sorsanız size öyle olduğunu söyleyen çoktur.
Nedeni,
yine “bilgi” denen şeyin ne olduğu konusundaki derin cehalette pişmiştir.
∘∘∘
İşe
yarar bilgiyi bulmak zor zenaattir. Aksi
söylenemeyen iddiaları seslendirmek yalnızca pişkin bir uyanıklık ister.
Şarlatanlık
bu uyanıklığın bataklığında biter.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder