Çok
değil on bin yıl kadar önce yerleşik yaşamaya başladı insan türü.
Böylece
girdik normalleşmeye.
∘∘∘
Çoğunluk’a benzemek erdem oldu.
İçindeki
sesten uzaklaştıkça başkasına benzersin.
Genlerinle
kol kola dünyaya gelmiş ustalık cini’ni boğarsın.
Başkalarına
benzemek, kendine yapabileceğin acılı bir ameliyat…
Kendine
eziyet…
∘∘∘
Tek
tek insan için normalleşme budur.
Erdem
değil arıza…
Ekonomi
ve siyasette durum tersine:
Piyasanın
normali makbuldür…
İnsanın
başkasına benzemeyeni –normal olmayanı…
Benzemeye
çalışmak başka ruh edinmek için debelenmektir.
∘∘∘
Beğenseniz
de beğenmeseniz de karakterinizi –kaderinizi- yaşarsınız.
İyisi
mi, kabul edip -değişik ruhlar edinme şarlatanlığını bir kenara itip- karakterinizi işleyerek tüketmektir size
bahşedilen zamanı…
Etik’e,
ahlak’a, akıl’a –insanlığın ürettiği hangi değer varsa ona- daha uygun olanı,
Mutluluk
denebilecek ruh durumuna yelken açanı budur…
∘∘∘
Normalleşmek
insanı bozar.
Dikkatinizi
çekerim, karakterini kabullenmek “anormalleşmek” değildir…
Akıllılıktır…
∘∘∘
Bile
isteye, göze batmak, ilgi toplamak, havalı görünmek için çıkıntı olma çabasıdır
“anormalleşmek”…
∘∘∘
Normalleşmek
bozarken, anormalleşmek gülünç eder insanı.
∘∘∘
Enerjini yok yere harcar normalleşme.
Hiçbir
şeyde gerçekten iyi olamazsınız…
Size
özel harikalarınızı yok eder...
Zoraki
rolleri sırıtarak oynarsınız vasatlığın çıkmaz sokağında.
Gerçekten
ihtiyaç hissettiğiniz şeyleri yapabilme gücünü yitirirsiniz…
İyi
yazamaz, çizemez, konuşamaz, yapamazsınız –her ne yapıyorsanız…
İyi
sporcu, iyi esnaf, iyi tüccar, iyi iş insanı, iyi doktor, iyi mühendis olmayı
unutun…
İyi
insan olmanın bile altından kalkması zordur kopya çekenin…
∘∘∘
Laf
aramızda anormalleşmenin gülünç yolları bile karakter kopyalamaktan evladır...
Günün
birinde tesadüfen bile olsa kendinizi bulma olasılığınız vardır…
Normalleşmenin
dipsiz kuyusundan kurtulmuşsunuzdur…
Çıkmayan
canda umut tükenmez.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder