Bir kahramanının ağzından böyle
konuşuyor romancı…
Elinizden bırakamayacağınız lezzette
yazılmış romanında…
∘∘∘
Erkeği neden ayırmış bilmiyorum.
Bence kendini ayrı koyuyor:
sanıyor ki o tanısa da sevebilir…
Yanılıyor…
Adam da kadın da tanımadığına büyüleyici
hayallerle bağlanıyor bir süre…
Aşk dediğimiz gündelik hayatın
bıktırıcı yolculuğunda bir süre eğlendiğimiz sihirli hayal durağı değil mi?
∘∘∘
Bir şiirde hüzünlenir, bir
romanda kaybolur, bir resme dalar, bir müzikle kopar gibi…
Birbirini tanıyıncaya dek süren…
Neden bu kadar çabuk bitti, dersiniz
içinizden.
Baştan çıkarıcı hayaller, yerini kış güneşine bırakan sabah pusu gibi dağılmaya başlamıştır…
∘∘∘
Gözler karşılıklı açılır:
Vahşi hayat duyguları, aşk
molasının ardından ‘kendini yaşama’ yarışına geri dönmüş...
Arkadaşlık, aşkı ittirip sahne
dışına sürmüştür.
∘∘∘
Dostluğu karıştırmayın bu
arkadaşlıktır…
Kötü de değildir…
Kendiniz olmayı becerebilirseniz
yaşamın hüznünü birlikte taşırsınız.
Yarışmak yerine hayatı anlamaya
çalışmanızı ister arkadaşlık…
‘Anlamayı boş ver yaşamaya bak!’
vasatlıklarını geçip mücadele etmenizi…
Size ait anlamlar için, sonucuna
aldırmadan, amaçlar koymadan savaşmanızı…
Don kişot olmanızı bekler…
Topu karşıya atmadan kendinize yetmelisiniz.
∘∘∘
Aşk sonrası arkadaşlık kesmiyor
mu?
Yeni bir aşk mı arıyorsunuz?
Dikkat edin, hayatınızdaki anlam
boşluğunu seksle doldurmak istiyor olmayasınız!
Ekmek bulamayınca pasta arıyor
olabilirsiniz!
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder