Bildiğimiz
bu kadar…
Bununla
yetinin,
İdare
edin,
Fazlasını
istemeyin, diyen dünyaya yüz verilmesin!
∘∘∘
Hayatı kovmuş…
Ruhunuzu yok saymış,
Hayal kırıklıklarınızı görmemiş,
Bilemiyorum, anlayamıyorum diye
trajedinize kulaklarını tıkamış…
Dünya terkedilsin!
∘∘∘
Descartes’ın (ö. 1650) temelini attığı dünya bu…
Anlamaya çalışanla, anlamaya
çalıştıklarını birbirinden ayırır…
Bakan insan, önündeki dünyanın
parçası değildir…
Hayat, kurban edilmiş, engellenmiş,
dünyaya alınmamıştır…
∘∘∘
Kant’ın (ö. 1804) dünyası bu…
Hayatı, ‘bilinemez’ diye,
metafiziktir diye kenara iten…
Acılarınızı bilginin içine
sokamadığı için kapı dışarı eden…
Aklı ermediği için ruhunuzu yok
sayan!
∘∘∘
Bilgiyi göklerden yere indiren,
aklı merkeze alan modern felsefe, hayatı karmaşık bulduğu için reddetmiştir…
Kesinlikler uğruna…
Felsefe filozofların, hayat senindir…
Onlar ne derse desin, hiçbirini
hayal kırıklıklarına anlatamazsın…
Yaşamını paralanmış eski bir
gömlek gibi çıkarıp atamazsın!
∘∘∘
Bugün geldiğin böyle bir durak…
Ya yolculuğu sürdürecek gittiğin
yere razı olacaksın…
Ya da kaptana işaret edecek, otobüsü
durduracak, inecek ve çekip gideceksin!
∘∘∘
Söylemesi kolay, diye içinden
geçirdiğini duyuyorum!
‘Çekip gitme’ kararın Descartes’a
ve Kant’a itiraz ikliminde yeşermişse…
Hayatının peşindeysen, yolunu
mutlaka bulacaksınız…
Çünkü ne pahasına yolculuk
ettiğinin farkındasınız…
∘∘∘
Yok, aynı yöne giden daha
konforlu bir yolculuk arıyorsan…
O hesap bu yazının konusu değil!
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder