22 Ekim 2016 Cumartesi

Karşınızdakinden ve Hayattan Bunalmadan Yaşamak






Genel maksatlı toplantılarda uzun kalınca bunalıyorum…

Elimde değil!

Nasılsınız iyi misiniz, çocuklar nasıl, hanım nasıl birlikteliklerinde…

Ya susuyorum ya da çok konuşuyorum bunaltımla baş etmek için.

Az kalmalıyım…

Tadında bırakmalıyım…
∘∘∘


Doğum günleri, arkadaş toplantıları, bayram ziyaretleri, aile toplantıları, gel bir kahve içelim sohbetleri, vakit geçsin diye insanların başından geçen ilginçlikleri seslendirdikleri gündelik gidip gelişler…

Genel maksatlı…

Erken kalkıyorsam kabalığımdan değil bunaldığımdan…

Nazik biri olduğumu kanıtlamaya çalışmıyorum…

Benim de bir mantığım olduğunu söylüyorum…
∘∘∘


İnsanın insanla birlikteliği olabildiğince özel maksatlı olmalı gibi geliyor bana.

Ne kadar başarırsanız o kadar rahat ediyorsunuz…

Sohbetin tadını asıl o zaman keşfediyorsunuz!

Gündemi olan toplantılar özel –maksatlı- toplantılar:

İlginizi –amaçsız- çeken konularda sohbet edeceğiniz dostlarınızla birliktelikler özel maksatlı…

İkide bir ‘daha daha nasılsın’ duvarına çarpıp geri gelmezsiniz…

Zamanın nasıl aktığını bilemezsiniz…

Domatesin nasıl yetiştirileceğini, evde kendi yoğurdunuzu yapmayı, hayatın nasıl daha az sıkıcı yapılacağını, çalışma esaretinin acılarını dindirmeyi, iyi futbol, tenis oynamayı konuşursunuz…

Karşınızdakinden ve hayattan bunalmamanın yollarını keşfetmeye çalışırsınız örneğin…

Neyi canınız çekerse!

Size özel!
∘∘∘


Hayat dünyayı özel maksatlı yapabildiğimiz kadar güzel:

Karşınızdakinden bunalmamanın yollarını bulduğunuz…

Hayattan sıkıldığınızda yapmak üzere sizi büyüleyen –saçma da olsa- bir şey keşfettiğiniz kadar…

∘∘∘



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder