Aşağılık mıyız?
Dürüst olanımız var…
Yaratıcı olanımız da…
Hangisiyle özdeş insanoğlu?
Aşağılık mı, dürüst mü, yaratıcı
mı?
Yoksa hepsinden bir parça mı?
∘∘∘
İçimdeki yaşam güdüsü öylesine
güçlü ki her şeye alıştırıyorum kendimi; her aşağılık koşulda direniyor, ne
pahasına olursa olsun ayakta kalıyorum…
Beni böyle görürsen “İnsan
denen aşağılık yaratığın alışamayacağı hiçbir şey yok galiba…”[1]
dersin!
∘∘∘
Yaşam güdümüz bunca ağır bastığından, bir de elimize ‘düşünce’ gibi bir silah geçirdiğimizden…
100 bin yıldır dünyadaki diğer
insan türlerini temizlemişiz…
Canlı türlerini hızla yok
ediyoruz…
Hayatın kökünü kurutuyoruz!
∘∘∘
Tutunacağımız tek dal uygarlığımız, ve içimizdeki ‘ahlak’…
Varsa aşağılık yanımızı bastıracak olan onlar…
Teknolojiyi, hayatı yok etmek
yerine ‘doğru yaşamı’ kurma yolunda kullanmamızı sağlayacak olan onlar…
∘∘∘
‘Ümitsiz olmak çare değil’ gibi
umudu kökünden söken klişelere sarılmıyorum…
Aşağılık tarafımız, dürüst
yanımız, yaratıcı yönümüz…
Hepsi aynı yumağın değişik renkli
iplikleri…
İnsan kumaşı tüm renkler
kullanılarak örülmüş…
Her biri değişik kültürler
içinde farklı yönelişlerle çalışıyor…
Karşımızdaki beyin çeşitliliği
muhteşem…
Hepimizin özü aynı, demenin dayanağı
yok!
Özümüz benzese bile benzemez kulvarlarda koşuyoruz…
Sayısız bilinç aydınlanmaları yaşıyor
her insan teki…
Bunlardan ne çıkacağını
göremediğimiz için canımızın sıkılmasını anlıyorum…
Sıra dışı, mucizevi şeyler ortaya
çıkmayacağını savunabilir miyiz?
∘∘∘
Mucizelere mi kaldık demeyin!
Sıra dışı şeyler beklemeden
tekdüze yaşam nasıl ilginçleşir…
Hep mucizelerle ilerlemedik mi?
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder