4 Temmuz 2016 Pazartesi

Hayatın Tadını Çıkarmak






Bazı sözler büyülüdür…

Kimse karşı koyamaz…

Konuşan ve dinleyen anlaştıkları sansalar bile bilirler ki bu görünüştedir…

Apayrı şeyler düşünüyorlardır…

Hayatın tadını çıkarmak’, bu sözlerden biri…

Filmin ana fikri, hayatın tadının ne olduğu ve nasıl çıkarılacağıdır…
∘∘∘


Hakikati aramak’, başka biri...

Kime sorsam gerçeğin peşindedir…

Zurnanın zırt dediği yer ise gerçeğin ne olduğu ve nasıl aranacağıdır…

Görünüşte anlaştıklarını sananların handiyse hepsi ‘nasıl’ sokağının başında vedalaşır, kendi yollarına giderler…
∘∘∘


Bayramlar hayatın tadının ortaklaşa arandığı günler…

Adı bile onu çağrıştırıyor: Şeker Bayramı…

Tatlı bayram…

Bize kalan yalnızca tatmak!
∘∘∘


Gel gör ki ortaklaşa tatlar öylesine azalmış olmalı ki insanlar kalıpları kırıyor…

Herkes kendi tadını arıyor...

Çoğunun yönünün içinden çıkılmaz açmazlara doğru olduğunu görüyorum…

Bu, eski kalıpların kırıldığı gerçeğini değiştirmiyor.
∘∘∘


Şuraya geldik dayandık…

Belleğinizi yoklayın, hayatın tadını çıkarmak dediğiniz bir işten sonra, “İnanamıyorum! Şimdi anlıyorum niçin yaşamak istediğimi…” dediğiniz oldu mu?

Başkalarıyla birlikte veya tek başınıza…

Olmadıysa damağınızda hayatın tadı yok demektir!
∘∘∘


“Kabahatin tümü bizde mi?” dediğinizi duyar gibi oluyorum…

Elbette değil!

Biliyorum…

Elimize bir çekiç alıp kendi kafamızı döven bir mazoşizm budalaca olur…

Ancak oyunun amacını kaçırmayalım:

Kabahat kimin olursa olsun hayat bizimdir!

∘∘∘


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder