13 Şubat 2016 Cumartesi

Adam Kadın ve Mutluluk




Şairin dediğini bilirsiniz:
Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
işin kolayına kaçmadan ama…”[1]
Adamla Kadın çoklukla ‘kolayına kaçarlar’; can sıkıntısını yenmenin peşindedirler.
Mutluluğu aradıklarını sanırlar.
∘∘∘

Ayakta kalmanın, gücün izini sürmekle işe başladı Adamla Kadın. Hesap, güvenli yaşama ne kadar yaklaşırlarsa o denli mutlu olacaklarıydı.
Olmadı!
Hayatı keşfedeceklerini beklediler, yalnızca hoşça vakit geçirmeyi becerdiler –zamanı öldürmeyi öğrendiler.
Can sıkıntısını yendiler.
∘∘∘

Can sıkıntısı ile mutsuzluk aynı paranın iki yüzüdür; ama ilaçları birbirini zehirler:
Zamanı öldürmek’le ‘hayatı keşfetmek’…   
Uyuşturucu bağımlılığı ile düşünmek gibi.
Zamanı öldürmekten vazgeçmiyorsan hayatın keşfini -mutluluğu- unutacaksın.
∘∘∘

Güvenli yaşam treninin lokomotifi hayat ve ölüm korkularının enerjisiyle yürüyor:
Zamana uyacaksınız…
Korkularınla kendini dinleyemediğin gibi, yaşama ‘amaçsız’ bakamazsınız!
Onlardan arınmadan uçamazsınız !
∘∘∘

Bu açmazdan bir türlü çıkamaz Adamla Kadın.
Güvenli yaşam caddesinden ‘hayatı arayacakları’ sokağına sapamazlar.
Adam istese Kadın, Kadın istese Adam taş koyar!
Çoklukla Kadındır  vazgeçemeyen. Yakınlarıyla, dostlarıyla hoş vakit geçirmekten…
∘∘∘

 Fransız devriminin bir yazarı: [2]
 “….. toplumun sahte nezaketinin gerektirdiği törenleri ve saçmalıkları es geçebilen insanlarla görüşeceğinize karar verdiğinizde yalnızlığa adım attınız demektir.
Bu kararı vermezseniz yaşamınızı salaklık ve zayıflıkla geçirmek zorunda kalırsınız.” diyor.
∘∘∘

Korkulardan arınmak zor! İki kişi birlikte daha zor!
∘∘∘

(Devam edecek)



[1] Nazım Hikmet
[2] Nicholas Chamfort (ö: 1794)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder