İlk aklınıza gelene en iyi olasılıkla üçüncü sırada rastlarsınız.
Aşk, olsa olsa ‘güvenliğin’ (hayat korkusu) ve ‘başka kadınlar ne der’in (ölüm korkusu
gibi bir şey) ardından üçüncü sırada mahcup duruyordur.
∘∘∘
Herkesin bir akıl yürütme bir
de duygulanım haritası var; sırasıyla
karar alırken ve eyleme geçerken kullandığı.
İlkiyle fikir üretir –veya bulur-
ikincisiyle bunlardan birini seçeriz.
Duygu haritalarımızı çıkarmak
için yaşıyor olmak yeterli, otomatik bir kaydedici kafamızda bir yerlere
kaydeder.
Genç kızlığa, delikanlılığa gelince haritanız hazırdır. Ona göre davranırsınız.
Elbette düzeltme yapabilirsiniz haritanızda,
ancak bedeli yıllar geçtikçe çığ gibi büyür, ağırlaşır, taşınmaz olur.
Gün gelir küçük bir revizyon yıllarca süren uykusuzluğa patlayabilir .
Vazgeçmek neredeyse yasaktır!
∘∘∘
Kadının seçiminde kural değişmez, duygu
haritası baş roldedir.
Adamın yaşam riski ne kadar?
Diğer kadınların bakışlarında
kıskançlık mı, küçümseme mi, umursamama mı olacak?
Ardından sevgi çıkar sahneye; aşk olur, beğenme olur…
∘∘∘
Duyguları baskındır; Kadını
hayata yakın tutan budur.
Böyle olunca anlamayı çok kafaya
takmaz…
Kafasındaki mutluluk yolculuğu
değişmez. Aynı duraklara uğrayayım, alışık olduğum sıcak duyguları tekrar
tekrar hissedeyim ister…
Vazgeçmek haritaya aykırıdır, revizyon zor gelir…
∘∘∘
‘Bilinçsizlik bir vatan, bilinç bir sürgünse’[1]
eğer, Kadın sürgün olmayı pek
istemez.
Vatandan ayrılmak zor gelir...
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder