Sağduyu
öylesine baskındır ki “Bu hayata nasıl katlanılır, gerçekten bilemiyorum?”
diyemezsiniz.
Ayıplarlar.
Oysa
“soruların sorusu”dur…
Hayatı
çok sevdiğini sürekli tekrarlamanı ister sağduyu; normali budur…
Olumlu
düşüneceksin… Tamam her şey iyi olacak olmasına da…
Torununun
senden iyi koşullarda yaşayacağını bekliyor musun?
Ezberi
boz, açık ol, öyle yanıtla…
∘∘∘
Felaket
tellalı görünmeden konuşayım istiyorum, zorlanıyorum;
Söyle
bakalım torunun, oğlun, kızın, senden daha iyi mi yaşayacak? Ağız dolusu “evet”,
diyebiliyor musun?
“Hayır”,
dersen, bu kadar karamsar olma diyeceklerdir…
∘∘∘
Tartışmak
bile gereksizdir, hemen çarmıha gererler…
İntihar
bile etsen aydınlık gideceksin…
∘∘∘
Psikoloğa
gitsen sana hayatı sevdirmeye kalkacak?
Hangi
hayatı diye sorsan, derdini bile anlatamazsın…
Endüstriyel
dünyadır, bilgisini sattığı…
Can
havliyle herkesin gözünü karartıp kuyruğu dik tutmaya çalıştığı…
Nefesi
tükendi tükenecek…
∘∘∘
Kime döneceksin, felsefe iğdiş edilmiş üniversitelerde?
Söylediği başka, yaşadığı başka filozofun…
Elinden ne gelirse sen yapacaksın, bireysel sokak
düşünürleri bulacaksın, özgür hayatın içinden, kurumsal ezberi olmayan…
∘∘∘
Kıyıda kalmayı başaracaksın…
Zamanın telaş selinde sürüklenen kalabalıkların benliğini
taciz etmesine izin vermeyeceksin.
“Ne yaparsın, katlanacaksın; hayat böyle”, diyeceklerdir…
Hayatın asla böyle olmaması gerektiğini düşünecek, teslim
olmayacaksın…
Katlanabilmek için hayata, nehirden uzak duracak kıyıda
kalacaksın…
Zor elbette;
Ama göreceksin, yola çıkmaya ve de yolda kalmaya
cesaretin olursa, çıkışı bulacaksın.
Unutma bu güç sorunu değil, sağduyuya karşı duracak
cesaret sorunudur.
∘∘∘
Biraz da karamsar damgası yemiş düşünürleri deneyi belki
onlar endüstriyel kurguya katlanma konusunda göz açıcı ışıklar tutacaklardır.
(Bu yazıda 20. yüzyılın karamsar filozofu Cioran’nın, ö.
1995, katkısı çoktur.)
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder