21 Ocak 2019 Pazartesi

Gezinti








Sabah kahvaltımı ettim. Kahvaltının mutlulukla bir ilişkisi olmalı, diyen şaire yine hak verdim. Dışarıdan keyifli bir havlama sesi geldi. Sonra bir karşı havlama, bir daha, bir daha…
Köpekler güne başlamış.
Baktım güneş yükseliyor. Aldırmadan kim sıkıntılı, kim huzursuz; dertli mi, acılı mı insanlar…  
Sokağa attım kendimi. Hava güzel, herkes, her şey hareketli, ben de yürüyeyim istedim. Kendimi başkalarına, başka şeylere uyarlamamın ne gereği var, bilmiyorum. Öyle bilgi küpü birisi değilim, ama yine de kuşku duymadığım şeyler yok değil; istediğim şeyleri pekâlâ tek tek sayabilirim.
Şöyle havalı olmayı arzuluyorum.
Bangır, bangır şarkılar içinde bir otomobil geçti. Biraz ilerde yaşlı bir kadın karşıya seslendi. “Oğlum bana bir ekmek getirsene fırından, hiç halim yok…”
Güçlü, zengin, havalı olmak istiyorum. Zahmetsiz bir hayat, güzel kadınlar, sevdiğim yemekler, herkesten saygı, hayattan talih… Beklemenin sonu olur mu? İstediklerim yerine gelince mutlu olacağımı umuyorum.
Bunlar “bilgi” mi ki? Arzularını, beklentilerini, hayallerini sayıp döküyorsun…
Evet öyle yapıyorum, başka ne yapabilirim; benim bilgim bunlar, hayallerim, duygularım, beklentilerim, adımlarımı hizaya sokan pusulalarım benim. Bundan âlâ bilgi ne olsun ki benim hakkımda?
∘∘∘
Bazen canım sıkılıyor. İyi kötü, olabildiğince bir şeylerim var, ama yine sıkılıyor işte canım. Pek aklım almıyor. Zaman paçalarıma sarılıyor, ne kendi geçmek biliyor, ne beni bırakıyor.
Köşede küçük bir kahvehane var, bahçesinden cam göbeği bir leke gibi deniz görünüyor. Şurada bir çay içiyim.
Oturdum. Demli bir çay geldi. Öyle lezzetli ki, çay için bile yaşanır, diyor insan.
Bunca şey arzuluyorum, hâlâ canım sıkılıyor, aklım almıyor. Her istediğim olursa gene de canım sıkılmayı sürdürecek mi? Eğer öyleyse… Ne düşüneceğimi bilemedim.
Yok, yok; aklım almaz benim; can sıkıntısını dahi gideremeyen şeyden hiçbir derde deva olmaz. Yanlış yoldayım…
Çayımı bitirdim. Bir çay daha söyledim.
Zenginlikten, rahat yaşamdan, güzel kadından başka ne isteyebilirim? Hayat başka ne verebilir? Aklım karıştı.
Can sıkıntımı bile kesmeyecekse, zenginliği, parayı ne yapacağım.


Önümden koşuşturarak garson geçti.
Cevval çocuk. Can sıkıntısı var mı acaba?
∘∘∘



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder