25 Haziran 2016 Cumartesi

Sevgili .....




Türkçenin hiçbir çeşidinde görmediğiniz bir ‘sözcük’, ekran Türkçesine, reçele üşüşmüş arılar gibi dadanmış durumda:

Sevgili...

Arılar, bahçedeki yaz kahvaltılarının istenmeyen misafiridir, ama anlarsınız ayakta kalma peşindedirler…

Kokuya gelmişlerdir…

Sevgili’ye gelince…

Öylesine zoraki bir incelik sözcüğü ki, her duyduğumda varsıl, cahil ve görgüsüz biri, asilzade rolü oynuyormuş gibi geliyor bana…

Kibarlık budalalığı diye düşünmekten alamıyorum kendimi…
∘∘∘


Ahmet televizyon programını açıyor:

Sevgili seyirciler size sevgili konuklarımı tanıtmak istiyorum…

Sevgili Ali, sevgili Veli, Sevgili Murat…

Sevgili Ali ile başlamak istiyorum.

Sevgili Ali bizim sevgili Cevdet’i tanıyorsun… Geçen gün onunla sevgili Bahattin bana geldiler…” diye başlayan bir soru ile giriş yapıyor…

Bu arada trafikte takılmış Aziz katılıyor, moderatör onu da tanıtıyor:

Sevgili seyirciler size sevgili Aziz’i sunmak istiyorum…

Sonra dönüp Aziz’e diğer konukları tanıştırıyor:

Sevgili Aziz, diğer konuklarımız Sevgili Ali, sevgili Veli ve sevgili Murat…
∘∘∘


Yukarıdaki açılışta 15 adet sevgili kelimesi var, dinlerken sevgili bunalımına giriyorsunuz…

Tümünü atsanız ve kişileri yalnızca adlarıyla sunsanız daha doğal, daha basit, daha zarif bir Türkçe duymaz mıyız?

Onlar senin yavuklun değil, yârin değil, sevgilin değil; dostunsa bile bunu her seferinde takılmış plak gibi tekrarlamak zorunda değilsin…

∘∘∘



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder