Aramaya devam edersiniz…
Bu arada bulduğunuz en iyi işte
çalışırsınız.
Para kazanmak veya can sıkıntısından
kurtulmak için…
Büyük bir grup, iyi-kötü işe
intibak ettiğini sanırsa aramayı bırakır, kervanı yolda düzer, istemediği
sokağa yerleşir, kerhen yaşamaya koyulur…
∘∘∘
Bu grup ne kadar büyükse ülke
uygarlık yarışında o denli geri demektir.
Medeniyet mutlu ettiği yurttaş
sayısı ile ölçülüyor…
Yanlış sokakta geçirdiğiniz her
zoraki yıl içinizdeki sesin boğazını sıkan ilmiği bırak daha sıkacaktır…
Sonunda başarır (!) boğarsınız iç
sesinizi…
∘∘∘
Üstüne evlenirsiniz…
İstemediğiniz bir rolde oynamanın sıkıntısını evliliğin heyecanı ile
dengelemek arzusunun, düğün teknesinin yelkenlerini şişirmiş olması ciddi bir
olasılıktır…
Kısa zamanda işin foyası ortaya çıkacaktır…
Sürpriz bir olumlu gelişme olmazsa ya kavga dövüş bir yastıkta kocayacak
ya da diğer yıpratıcı maceraları düşünmeye başlayacaksınız demektir…
∘∘∘
Bugün gençleri bekleyen büyük tuzak budur!
Dalınızı ne kadar özenle, uzun uzun kendinizi inceledikten sonra seçmiş
olursanız olun işinizi sevmeme olasılığı vardır…
Yetenekleri bir alanda sivrilmemiş herkes maceraya hazır olmalı!
∘∘∘
Kendinizi arıyorsanız bedeli vardır…
Ödemeye hazır olmalısınız!
Ömer Hayyam’ın (ö. 1130) sesi de aynı tuzağı gösteriyor:
“Tanrım bir geçim kapısı açıver
bana;
Kimseye minnetsiz yaşamak
yeter bana;
Şarap içir, öyle kendimden
geçir ki beni
Haberim olmasın gelen dertten
başıma.”
∘∘∘
Size de yeter mi kendinden geçerek gönül borcuna girmeden yaşamak?
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder