19 Eylül 2019 Perşembe

Karşı Konulmaz Bıkkınlıklar





Yaşamın kurgusundan sıkıldım…
Bu oyunu bir b.k sanıp illede –böyle- yaşamam gerek diyen –bazen kendim dahil- canlılar,  yoruyor ve bıktırıyor…
∘∘∘

İnsan ya istediğini yaşamalı ya da ne olmalı, bilmiyorum…
En azından bunu düşünmeli…
Bunları hiç düşünmeyenlerden gerçekten sıkıldım…
∘∘∘

Yanlış hayatı doğru yaşamaya çalışan dost, ümitlerimi tüketiyor…
Arkadaş, umut vermiyor…
Yalnızlığıma sığınıyorum ...
Mutlu; ama asosyal oluyorum.
Tekrar tekrar bunları tartışmak gerçekten bıktırıyor…
İnsanlar yanlışı nasıl bu denli sorgusuz kabulleniyor!
Hümaniteye inancım sarsılıyor…
∘∘∘

Bu hayat başka türlü yaşanabilir, bu oyun başka türlü oynanabilir…
Hiçbirini umursamayan pratik insan, gözüme pek üzüntü verici resim veriyor…
Pragmatizmin böylesi midemi kaldırıyor.
∘∘∘

20. yüzyılın –benim gibi- dikey düşünenleri, zamanımızın  yatay düşüncelerine zor uyum sağlıyor..
“Kardeşim, sonuçları işe yarıyorsa bırak her kes istediğini yapsın!”
İşte yatay düşünce bu; her insanın tek başına “dikey” bir organizasyon olduğunu ya kabul ederiz ya da kaybederiz…
Böyle diyor…
İnsanların bu kadar da “zamanlarının bilinçsiz ürünü” olması başımı döndürüyor.
∘∘∘

Bir demet bıkkınlığımı saydım. Fazlasına gereksiz.
Galiba beni sıkan,  hayatı gelişine kabullenen “hümanizm”…
Ama söylemeye dilim varmıyor.
u denli sorgusuz kabulleniyor!
Hümaniteye inancım sarsılıyor…
∘∘∘
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder