Hep
“aynı şey”i yazıyorsun…
∘∘∘
Yazan
hep “aynı şey”i anlatabilsin ister;
“Aynı
şey”i okumak ister okuyucu…
Farklı
diye düşündüğü anlatıları bile, aradığı hep “aynı şey”i bulduğu için sevmiştir…
Ayırdında
olmaması “aynı şey”i değiştirmez.
∘∘∘
Ozanlar
“aynı şey”in şiirini yazmak peşindedir.
Aradığı
“aynı şey”i bulamazsa okur, şiiri sevmez.
∘∘∘
Hedeftir
“aynı şey”, dağların ardındaki;
Buram
buram fırından yeni çıkmış ekmek kokan:
Anlam…
Her
yeni yazı, dağa tırmanan yeni yol, yordam…
∘∘∘
Bin
bir yolu olmayan “aynı şey”i, tekrar tekrar yazamazsın.
∘∘∘
Hep
“aynı şey”in hikâyesidir dizilerde ev hanımının izlediği:
Oğlan
kızı sevecek, mutlu olmak için çırpınacak; kötüler koymayacak, diziler sürecek…
Bilir
aslında, o da sevmiş evlenmiş, hiç mutlu olmamıştır!
Olsun,
yine de hep “aynı şey”i izler…
Çünkü
“aynı şey”i değiştirmek çok fazlasını ister…
∘∘∘
Hikâyeler
değişiktir, bakmayın; yazar “aynı şey”i yazar;
Bildiği
“aynı şey”i okur, okuyan…
Hep
“aynı şey”lerdir bizleri çengelinde sallayan…
∘∘∘
Hep “aynı
şey”dir yaşam,
Yalnızlığıyla
tanışacak kadar şanslı olanlar için.
∘∘∘
“Aynı
şey”e kavuşmak ister,
Değişik
şeylerle “renkli yaşamak” sanılan serüven.
∘∘∘