Seçimlerin
gündelik hayat bilgileridir.
Bilgilerin
en arızalısıdır hayat bilgileri…
Hele
de on sekiz yaşında kanları deli akanların tercihleri…
∘∘∘
İki
tür bilgi vardır.
Bir, doğa bilgileri…
Güvenilirdir
-yenisi gelinceye dek bilinenler geçerlidir.
Örneğin
hastalanınca doğa bilimleriyle tedavi oluruz…
İlaç
firmalarının pazarlama kaygılarının sürece şırınga edebileceği zehirden kendimizi
korumayı becerdiğimizi öngörüyorum. Aslında pek kolay değildir bu. Pazarlama
amaçlı bilgiler güvenilmez “insan” bilgileridir; “doğru” olduğu için önerilmemiş,
“para” getireceği beklendiği için “doğru” sayılmıştır.
İki, hayat bilgileri…
Toplum
ve hayat üstünedir; güvenilmezdir…
Özellikle
toplumun gazına gelip seçerseniz: Mutlulukla, aşkla, meslekle, eğlenceyle
ilgili bilgilerin tümü bu grubun içinde pişer.
İnsanlar,
birbirlerinden, gazetelerden, üniversitelerden, reklamlardan, popüler denen –genellikle
çok okunan- kitaplardan, çok izlenen filmlerden nasıl mutsuz olacaklarını
öğrenirler.
İtiraf
ediyorum, bu da işe yarar; ama yan yana gelip dertleşmeye…
Mutlu
olmaya değil.
∘∘∘
Doğa
bilgilerini başkalarından öğrenebilirsin.
Sıra
hayat üstüne düşüncelere gelince kendinle baş başasın. Öğrendiklerini bedelini
ödeyerek, kafanı duvara çarpa çarpa, bellersin.
Neden?
Çünkü hayat bir deneme-yanılma okuludur.
Başarı,
yanıldığında kafayı kırmamaktır.
∘∘∘
On
sekiz yaş her zaman sert esintilidir.
Rüzgâr
esse de esmese de…
Kalkacaksın,
meslek seçeceksin; “bu olmaz, bu olmaz…” diye diye eleyip kalanının sana
uyduğunu sanacaksın…
Bu
da senin gelecekle ilgili bilgin –güvenilir tercihin- olacak...
Öyle
mi? Bu denli basit mi?
Değil.
Hiç
değil!
∘∘∘
Mühendis
mi olacaktın?
Nerden
biliyorsun iyi bir meslek olduğunu, belki de ilk ayın sonunda okuya okuya bunu
mu olduk, diyecektin- benim gibi.
Doktor
mu olacaktın?
Bir
olan pişman bir olmayan; çok mu mutlu olacağını sanıyorsun, doktor olunca?
Mutluluk
dersinde ilk öğrenilecek, bildiğini sandıklarının tümünün beş benzemez
olduğundur –poker dilinde.
Yani
bir kıymeti harbiyesinin olmadığıdır.
∘∘∘
Temel
bilimleri nasıl olsa seçmezsin; kimse seçmiyor, çünkü para getirmiyor.
Edebiyata
ilgiliysen, onu okumanın bir yolunu nasıl olsa bulursun.
∘∘∘
Business
–işletme- mi? Zaten bilimle uzak yakın bir ilişkisi yok.
Bir
şey kaybetmezsin…
Ne
okursan oku, girer bir şirkete, çalışır genel müdür bile olabilirsin; zekâ ile
yırtıcılığın hiçbir şeyi umursamazca kol kola girmişse.
∘∘∘
Seçtiğin
mesleğe giremedin diye üzülme;
Meslekler
insanı mutlu etmez, kendine zaman ayırıp istediğini yapabilmektir mutluluk.
Meslek
genellikle başkalarına boş zaman kazandırır, mutlu olacak birileri varsa
başkalarıdır.[1]
∘∘∘
Belki
de büyük şansındır sınavda istediğin yeri kazanamamak.
Kafanı
hafifçe duvara çarparak ilk büyük bilgiye ulaşmış olabilirsin…
Hele
bir de bu yazıyı okumuşsan…
Üniversitenin
herhangi bir dalında –evet herhangi bir dalında- okumak, mutlu olmak için yeter
de artar bile…
Boş
yere kafanı takma…
∘∘∘
Meslekleri
sen değil başkaları seçer unutma; senin değil başkalarının ihtiyaçlarına göre
belirlenirler.
Senin
değil başkalarının mutluluğuna çalışmasının nedeni budur.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder