8 Haziran 2019 Cumartesi

Çoğulluk musun Tekillik mi





Ben çoğulluk muyum tekillik mi?
Tekillik içinde çoğulluk mu, çoğulluk içinde tekillik mi?
∘∘∘

Ne isem neyim; organlarımla ne isem oyum.
Elim, ayağım, gözüm….. var; görüyorum, biliyorum; onlarsız ne olurum? Soruyorum.
Hiç olurum, diyor içimdeki ses.
∘∘∘

Konuştuğum “dil” var, algım var, düşüncem var, davranışım hareketim var; kullanıyorum bu becerilerimi, ama farkındalığım öylesine silik ki, ne görüyorum, ne değer verip bir organ yerine koyuyorum onları; bilinçsizce oynuyorum onlarla…  
Sanki lanetliyim; duyuyorum, biliyorum onlarsız olmuyor;  ancak onların ne olduğunu düşünmemeye hükümlüyüm…
Beynimdeki küçük “badem” –amigdala- sürekli fısıldıyor kulağıma:
“Ölüme takma kafanı, hep başkalarına gelir. Dile, düşünceye de aldırma sen işine bak!”
“İş” sana önemli olduğu belletilen şeyler. Her şey olabilir. Ölüm olamaz, soyut şeyler olamaz, hayal olamaz...
Böyle yorumlarsın ve…
Cezanı çekersin…
Daha doğrusu hayat cezanı keser.
Sporda da böyle değil mi? Hata yaparsam rakip cezayı kesmez mi?
∘∘∘

Ben çoğulluk muyum tekillik mi?
Tekillik içinde çoğulluk mu, çoğulluk içinde tekillik mi?

∘∘∘

İnsanlar pek sormaz bu soruları; hayat gailesi, derler, kim uğraşacak bu sorularla…
İlginçtir, pek uğraşmazsın bu işlerle uğraşmasına ama “yaşam tarzınla” bal gibi yanıt verirsin.
Yaşam tarzın yaşamı tanımlar.
Tanımların başında o soruların cevapları vardır; dünyanı onlar kurar…
Gariptir, sen ayırdında olmazsın…
∘∘∘

Bugün çokluk liberal, faydacı, sığ, çok kazanmaya daha çok tüketmeye koşullanır…
Hayat dediğin böyle yaşanır diye beller…
Düşüncelerini sayıp dökemiyor olman durumu değiştirmez:
Yanıtın açıktır:
“Ben çoğulluk’um…”
“Çoğulluk içinde tekillik’im…”
∘∘∘

Ya bunların tümü doğru değilse…
Ya da hepsi insanın hamuruyla –doğasıyla, yapı taşlarıyla- taban tabana zıtsa…
Ne olur?
Yanlış hayatı doğru yaşamaya çalışırsın…
Dolap beygiri gibi döner, kafanı kaldırıp dağlara bakmayı unutursun…
İçindeki karanlıkların, ruhundaki çıkmaz sokakların gerisinde belki bu vardır, kim bilir…
∘∘∘

Faydacı, pragmatik, liberal dünyada insan hamuru şekilsizdir; eline alır istediğin şekli verirsin…
Verirsin belki vermesine de; ardından ne çekeceğini bilmek ister misin?
İstemezsin, eminim.
∘∘∘

Oysa her insan beyninde görünmeyen “organ kökleriyle” doğuyor…
Kimseninkine benzemiyor zihnindeki kökler, onlar senin; onlar “sen” oluyorsun…
Kökleri yalnızca sen, yeşertip büyütebilirsin;
Toplumu unut, bu iş senin…
Teslim olursan “sen”i yaşatamazsın;
“Sen” yoksan “hüzün” var…
111
Örneğin dünkü komşun Türk şair Ahmet Erhan’ın (ö. 2013) dediklerine bir anlam veremezsin:

Pencereme dolanma ay ışığı
Rüzgârın soluğuyla titreye titreye
Ağaçların hatırını sor
-Yoksul ve kimsesizdirler

∘∘∘

Ağaçların yoksulluğu ve kimsesizliği sende ses getirmez.
Anlayamazsın
İçindeki köklerini kurutmuşsundur…
∘∘∘

Sen bir tekilliksin,
Tekillik içinde bir çoğulluk;
Unutmuşsun…

∘∘∘






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder