9 Haziran 2019 Pazar

Ne Yapacaksın Nasıl Yapacaksın






Bilmek istediğim şey taşla, toprakla, ağaçla, insan vücuduyla ilgiliyse işim kolay.
Ne yapacağım bellidir.
Bilim denilen sistemin kuralları bilinir; onlara saygı gösterirsem yani şarlatanları ve sahtekârları tanımayı becerecek kadar kendimi eğitebildiysem işim kolay.
Ne yapacağım bellidir.
Nasıl yapacağım apaçık ortadadır.
∘∘∘

Depreme dayanıklı ev mi yaptıracağım, adam gibi bir mühendise verirsem işi, rahat ederim.
Deprem bana zarar veremez, örneğin.
Sağlam ev yapmak için neyin nasıl yapılacağı açıktır.
Dürüst ve iyi bir mühendis bunu bilir.
∘∘∘

İnsanla ilgili konulara gelince, sarpa sarar iş.
 Ne, “ne yapacağım”, ne de “nasıl yapacağım” bellidir…
Belaya hazır olmalıyım…
Gerçekten akıllı olmalıyım, şaka değil…
∘∘∘

İnsanı, dağa taşa ağaca benzetebilmek için çok uğraşmıştır insanoğlu…
Kendini kolayca anlayabilmek için; ama heyhat, boşuna, iş tahmin ettiğinden de zordur.
Yine de ümitsizliğe kapılmayın.
∘∘∘

İşin belası da buradadır, mucizesi de,
Aklın alamayacağı çözümleri de…
Kötülüklerinin sonu gelmez bir yanda; mucizevi çözümlerinin ucu bucağı yoktur diğer yanda.
Ayakta kalmayı becerenler için iyiler hep bir adım öndedir…
Sonuca çözümler damgasını vurur.
Neden?
Kötülük’ün gücü unutkanlığından gelir insanların; iyilik ise çeker yapıştırır onları kendine, kimse ayrılmak istemez..
Bağlayan değerler, boş verenlerden –unutanlardan- hep daha etkili olmuştur…
∘∘∘

Elbette insanoğlunun her neslinin mucize çözümlerin meyvesini yiyeceğinin bir garantisi yok.
Bunun için iki şey yapabiliriz:
Bir taraftan çözüme katkıda bulunur, bir taraftan dua ederiz…
∘∘∘

Örneğin siyasette, sosyolojide, ekonomide, para kazanmada, evlilikte, “ne yapacağınız” da bilinmez “nasıl yapacağınız” da…
Hayat acemisiyseniz otorite ararsınız; işi bilen varmış gibi…
Duvara tosladığınız birkaç deneyimden sonra aklınız başınıza gelir.
Yeniden başlarsınız; şanslıysanız vaktiniz kalmıştır...
Geç kaldım diye düşündüğünüzde işiniz bitiktir…
∘∘∘

Ama bu hiç adil değil!
Evet, oyunun adil olduğunu kimse söylememiştir aslında, o senin yorumundur.
Adil olmalı, dürüst olmalı, ahlâklı olmalı insan, demişler…
Sen, hayat adildir, dürüsttür, ahlâklıdır diye anlamışsındır.
∘∘∘

Ahlâksız yaşamda dürüst olmak kolay olmadığı için hayat zordur!
∘∘∘

Yalnızca kendiniz, tek başınıza, bulup çıkarmak zorundasınız gündelik yaşamda –insanla ilgili konularda- ne yapacağınızı.
Ve de bulduklarınızı nasıl yapacağınızı.
İşletme fakültesinde öğrendiklerini uygulayarak ancak paran bitinceye dek ayakta kalırsın.
Para kazanmak istiyorsan yolunu kendin bulacaksın.
∘∘∘

Siyaset te, para kazanmak da, evlilik de basit bir deneme yanılma uygulaması olmalıdır.
Bir yerden başlarsın –ne yapacağını kestirirsin; işin kuramını yapmışsındır.
Yanlış olduğunu anlayınca düzeltir yeniden yaparsın –nasıl yapacağını keşfetmeye başladın, ne yapacağını ve nasıl yapacağını birlikte öğreniyorsun.
Kendini otorite belleyenlerden sayısız yeni yol önerileri alacaksın. İnsan işlerinde otorite olmadığını öğrendiğinden artık yeterince temkinlisin.
∘∘∘

Ne yapacağın ve nasıl yapacağın belli olsaydı müzik, edebiyat, şiir, hiçbiri olmazdı.
Belki de o zaman hayat yaşamaya daha az değerdi.
∘∘∘





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder