Bereket
yarı yolda uyandım…
Zararın
uygun bir yerinden dönebildim dönmesine; ama aklımla değil tesadüfen…
Benim
için bunun bir hayal kırıklığı olduğunu söylemeliyim.
Yazının
konusu olmadığından konuyu burada kesiyorum.
∘∘∘
Okuduğum
kitaplar, öğretmenlerim, mahallemdeki ak saçlılar ne dediyse hepsini ciddiye
aldım.
Ve
de aklımı…
Bu
dört dairenin kesiştiği ortak alanda kalmaya çalıştım.
Yanlış
yola girdim.
∘∘∘
Şimdi?
İyi
kötü bir alacakaranlıktayım…
Fena
değil anlayacağınız, mutluyum; insana güvenmeyen insanlığın daha mutlu
olacağını biliyorum.
∘∘∘
Çünkü
insan arzularının peşinden gidiyor, arzularını kendisi sanıyor;
B.ka
sarıyor…
∘∘∘
Kitaplar,
öğretmenler, mahallenin ak saçlıları ve hepsinin üstüne aklım, sahte hedeflere
yürüyen beni neden durduramıyor?
Temelleri
yanlış.
Çıkış
durakları lanetli.
Zihinleri
zehirli.
Panzehri
buluncaya dek ömürlerinin en değerli bölümlerini heba ediyorlar.
Panzehir
korkarım şansa bulunuyor.
Şanslılar
uzun bir ara verip yeniden başlıyor.
Ben
de öyle yaptım.
∘∘∘
Seçtiğiniz
meslek, evlendiğiniz eşiniz, çalıştığınız şirket aklınıza geliyorsa hemencecik,
büyük olasılıkla zihniniz hâlâ zehirli…
Lanet çok daha derinlerde!
∘∘∘
Toplumun
-en küçükten en büyüğe, aklınızın da içinde olduğu- tüm hücreleri gözünüzü
açtığınız günden başlayarak gaz verir…
Arzularınızı
şişirir…
Yolunuzu
şaşırırsınız…
∘∘∘
“Gazlar”
nasıl bu denli etkili oluyor?
Rüzgâr
Descartes’tan (ö. 1650) bu yana esiyor çünkü.
“İnsan
zihni uzayda yer kaplayan sıradan bir eşya değil. Kutsal ‘ruh’ –zihin- ayrı, ayak
takımı ‘beden’ ayrı…”
“Zihin–beden ayrımı”, ikiliği…
Bilim
adamı Descartes, Galileo’nun (ö. 1642) mekaniğini reddedememiş ama zihni, fizik
kanunlarının dokunamayacağı kutsal bir bölüme hapsetmiştir.
Daha
sonra hapisteki ruha “makinedeki hayalet”
denecektir…
∘∘∘
Ardından
Locke (ö. 1704) “Beyaz Sayfa –tabula rasa- iddiasıyla kilisenin ve
aristokrasinin kutsal haklarına bodoslama bindirmiştir.
Liberal
demokrasinin babası sayılır.
İnsan,
içinde hiçbir kavram içermeyen boş sayfa bir zihinle doğar. Deneyimleriyle
sayfayı doldurur…
Yani
herkes eşittir!
Bir
yarış olacaksa, herkes eşit başlayacaktır!
Eşitlik,
özgürlük, kardeşlik…
∘∘∘
Toplumun
verdiği “gaz”ın iki temel rüzgârıdır, Descartes ve Locke…
Kutsal,
fizik kanunlarının işlemediği bir zihnimiz var; bomboş bir beyaz sayfa,
deneyimlerimizle içini istediğimiz gibi doldurabiliriz…
Her
istediğimizi olabiliriz…
Arzularınızı
serbest bırakın, özgürce koşup oynasınlar…
Kendinizi
aramanıza gerek yok;
Hayallerinize
besleyin, arzularınızı beğenin, takılın peşlerine…
∘∘∘
Nereye
kadar?
Tesadüfen
panzehrinizi bulana kadar…
Ara
verip yeniden başlarsınız; şansınız varsa…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder