Dünyadan
parmakla sayılacak kadar az sayıda dâhi gelip geçmiştir.
Kalanlar
ise düz insanlar ve onlara yakın duran benim de içinde bulunduğum
kalabalıklardır.
∘∘∘
Gündelik
hayat düz insan kaynar.
Aralarında
hafif bir ton farkı vardır görünüşte… Asıl ayrımları akıllarını kullanma
yöntemleridir. Farkı birlikte yaşamadan anlayamazsınız.
Duruşu
ne denli havalı olursa olsun iki günde budalalığına şaşırıp kaldığınız birileri
mutlaka olmuştur.
∘∘∘
Resimleri
birbirine benzeyen gündelik yaşamdaki düz insanları iki ana bölüme ayırıyorum
ben:
Bir,
kimilerine neden dâhi dendiğini anlamaya çalışanlar…
İki,
onları ezbere kabullenenler –gözlerini kapayıp saygı duyanlar- ya da onları
iplemeyenler –görmezden gelenler.
∘∘∘
Doğa
bilimlerindeki dâhileri değerlendirebilmek zordur, bir tutam bile olsa fen
eğitimi ister…
İnsan
bilimlerindeki –humanities, beşeri
bilimler- dâhileri değerlendirmek daha kolaydır…
∘∘∘
Tanrı’nın
gerçek şairlere ve gerçek müzisyenlere ayırdığı deha, insanın yeryüzünde kendi
varlığına tanıklık etmesini sağlayacak sözler –şiir- ya da sesler –müzik- dokumuştur…
Ve yalnızca
kendisine ait bir dünya ile, kısa bir süre için bile olsa, tanıştırmıştır onu…
“İnsan
kendisi olansa,”[1]
onu şiir ve müzik icat etmiştir.
∘∘∘
Düz
insana yakın duran büyük kalabalıkların en azından yapabileceği, sözün ve sesin
dâhilerinin rüzgârlarında eğlenebilmektir.
İçlerindeki
ustalık ve erdem bu durakta başkaldıracaktır.
Bu
durakta döneceklerdir kendilerine götüren kutsal yollarına.
∘∘∘
Anlamdan
müzik yapan ve size şimdide yeni dünyalar kuran sözlerdir, şiir.
Müzik,
içinizdeki saklı anlamları şimdide yeni dünyalara döndürür.
∘∘∘
Aşağıda
bu dâhilerden üçünün dizelerinden küçük örnekler sunacağım. Aynı görüşleri
paylaşıp paylaşmadığınızı sınayabilirsiniz:
Sahip Olunan
Biliyorum sahip olmadığımı
Ruhumdan akıp gitmek isteyen
Düşünceden başkasına,
Ve bir de beni seven bir kaderin
Tadını kıyasıya çıkartmamı sağladığı
Her güzel âna.
Goethe
(ö. 1832), Alman şair, yazar. Çeviren: Ahmet Cemal (ö. 2017).
∘∘∘
138. Sone
Sevgilim, “özüm sözüm bir” diye ant
içince
Ben inanırım, oysa söylediği hep yalan;
…..
Sadık olmadığını söylemiyor, ne diye?
Ben de açıklayamam yaşlandığımı, neden?
Ah, güvenilir gözükmek ne yaraşır
sevgiye;
…..
Yalan söyler dururuz, ben ona, o bana:
Tatlı dille sararız ayıbımızı yalana.
Shakespeare
(ö. 1616), İngiliz şair ve oyun yazarı. Çeviren: Talat Sait Halman (ö. 2014)
∘∘∘
Onsekizinde en değersiz eşyamız
canımızdır.
Nazım
Hikmet (ö. 1963), Türk şair.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder