17 Mart 2019 Pazar

Umutsuz Yaşanmayacağı Gerçeğine Sığınmak






Kalkış noktasıdır yolculuğun yalnızca;
İnanmayın, son durak diye satılıyor…
∘∘∘

Kocaman bir felsefi, etik, psikolojik, ekonomik, politik, sosyolojik tuzak:
Uçurumdan yuvarlanırken bir dala tutunmuş sarkmışsın; mutlu ve umutlu olduğuna inanmanı istiyor…
Açken doymuş gibi yaparak beslendiğini düşünmeni…  
Aklında yeşertip avcunun içinde büyütmeden, tarihin mantığından ve insanlığın yüce gönlünden beklemek umudunu.
∘∘∘

Toplumsal umudu da tanıyamaz, kendininkini yakamayan…
Gözünün içine baka baka sözüm ona yol gösterir,
Küçük bilge, sığ profesör, orta kırat politikacı:
Kesmeyin umudunuzu, başka türlü yaşanmaz…
Şecaat arzederken merdikipti sirkatin söyler…
∘∘∘

Yanlış hayat doğru yaşanmaz.”
Adorno (ö.1969), Alman düşünür böyle düşünmüş…
Sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez.
Sokrates (ö. m.ö. 323), felsefeyi yeryüzüne indiren antik filozof, böyle söylemiş…
Çevirmeye çalışıyorum iki bin beş yüz yıl yaşındaki bu iddiaları:
Kendi umudun zihninde nefes almaya başlayıncaya dek, yaşadığın hayat yanlıştır onu asla doğru yaşayamazsın… Doğrusunu buluncaya kadar sorgulamayı sürdürmelisin…
∘∘∘

Adorno’nun sözü bu bloğun başlık epigramıdır.
Dört yıldır hep onu yazıyorum.
Kısacık insanlık tarihinde pek az kişi kendi hayatını yaşamıştır; kalabalıklar başkalarının verdiği rolleri sevmeye çalışır.
Modern insan kötü örneğin katmerlilerinden; uygarlık böbürlenmeleriyle kölelik yapıyor.
Hayatını kazanmak, köleliğe uyum sağlamakla özdeş duruma geliyor…
Sorgulamak için hiçbir vakit geç olmadı.

∘∘∘


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder