8 Mart 2019 Cuma

Bütün Hayatlar "Don Kişot"un Serüvenidir






Akıllı bir canlı en çok neyi merak eder?
Dünya adlı bir gezegende bitkisinden hayvanına milyonlarca canlı türlü doğuyor yaşıyor ve ölüyor…
İnsan bu tuhaf süreci “hayat” diye adlandırmış.
Aklı başında bir canlının –en akıllısı insan- en çok sorduğu soruların arasında şunlar olmalı:
Doğup doğup ölmek ne demek oluyor? Nasıl bir iştir bu? Nasıl bir serüvendir?
Ortak yanları nedir? Bütün hayatların ortak yanı…
İnsan da sormuş, soruyor ve soracak benzer soruları? Belki de kesin yanıtı hiçbir zaman bulamayacak; ama yine de sormayı sürdürecek.
∘∘∘

Tarih boyunca verilen cevapların en saygıdeğerini, en savunulabilirini,- neredeyse kesin olanını, günümüze dek yanlışlanmak bir yana giderek kuvvetlenenini- tüm canlılara şaşmaz biçimde uygun düşenini ararsak iki iddia  buluruz:
Biri, Evrim Kuramıdır. Doğa bilimlerinin ürünüdür…
Diğeri ise insan bilimlerinden gelmiştir: Don Kişot
Doğup ölen bütün hayatlar, istisnasız, göze gelmeyen mikroptan, dev bitkilere ve hayvanlara kadar, kural dışı tek bir yaşamı dışarda bırakmadan birer Don Kişot’turlar…
Ve de evrimin sonucudurlar…
∘∘∘

Evrimin tasarımsızlığına, rastgeleliğine, tesadüflerine, olumsallığına boyun eğerek yaşarlar.
Çaresizce ölürler.
Uygarlığımız?
Aklımızla öğrendiklerimiz rastgeleliği birazcık olsun değiştirebiliyor…
Ne kadar beceriyor, az mıdır, çok mudur, yeterli midir, değil midir, herkes kendi deneyimleriyle yanıtlamalı.
∘∘∘

“Don Kişot” Batı uygarlığının ilk romanlarından.
Özellikle küçük yaşta okursanız, bir aklıevvel budalanın ahmaklıklarını anlatan ucuz bir gülmece romanı sanmanız pek muhtemeldir.
Aslında yetişkinler içindir Don Kişot, insanı ve hatta tüm canlıları anlatır.
Okurun aklına kendi densizlikleri gelmediği için kendine yakıştırmaz. Geriye bakma cesaretini gösterebilse, kaç kez yel değirmenleriyle savaştığını, tüm yaşamının kazanamayacağı bir yarışta göz göre göre direnmek olduğunu hemen görecektir.
∘∘∘

Roman, Macar filozof Georg Lukacs’a (ö. 1971) göre “Tanrının terk ettiği bir dünyanın epiğidir.
Gerçek deneyimimiz ile arzumuz hep çatışacaktır…[1]
Çatışacaktır, çünkü hepimiz birer Don Kişot’uz…
∘∘∘



[1] Paul de Man (ö. 1983), Belçikalı edebiyat bilimci; Körlük ve İçgörü, Metis, İlk basım, s.83.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder