20 Ağustos 2017 Pazar

Patika




Hayat bilinmiyor, seziliyor;
İnsanın acıklı bir gerçeği bu…
∘∘∘

Müzikteki makamlar gibi:
Hizcazı, hüzzamı, uşşakı, kürdili hicazkârı çok severim…
Ama duyduğumda birbirinden ayıramam.
Saba makamını ise pek sevmem, sabah ezanından başka şarkıya yakışmaz…
Ama üç saniye kulak vermem elverir; hemen tanırım…
Yeteneklerim bu kadar!
∘∘∘

Bach (ö. 1750), Mozart (1791), Beethoven (ö.1827), Wagner (ö. 1883) birer büyücüdür…
Kolayca bilirim.
Bilirim dediğim, müziklerini duyunca kim olduklarını sezerim…
Anlayacağınız, sezerek bilirim…
∘∘∘

İnsanın bilme serüveni hayalleriyle başlamış…
Hayallerini, kafalarının içindeki tasarımlarını var kabul etmişler önce…
Sonra deneycilik araya girmiş:
“Deneyimlemediğini, duyumsamadığını kabul etme,” demiş…
Bir uçtan karşı uca koşmuş:
Bilimin felsefesi pozitivizme savrulmuş…
∘∘∘

Bugün dengedeyiz…
Sonuçlarıyla ikna edici teoriler hayal, sezgi içerebilir biliyoruz…
Ta ki yanlışlığı ortaya çıkana dek…
∘∘∘

Bugün böyleyiz…
Yarın?
Yarın belki sezgiye ihtiyaç kalmayacak, her şeyi bileceğiz…
Görünen pek öyle olmasa bile iddiayı kabul etmemek için bir neden gözükmüyor…
∘∘∘

Spor yaparken, dostluk kurarken, insanları anlamaya çalışırken, para kazanırken, bilim yaparken, şiir okurken, film izlerken, âşık olurken, kayın valideni tartarken sezgilerinden pek fazlası yoktur elinde.
Deneyimlerine de başvurduğunu söyleyebilirsin…
Göreceksin ki tecrübelerin, sezgilerinden daha güvenilir çıkmayacaktır…
∘∘∘

Sezgilerin içten içe kaynayan duygularının buharıdır…
Duygularının akıl yürütmesi diyebilirsin…
∘∘∘

İstesen de istemesen de duygu kazanın kaynar…
Sana düşen ona kulak vermek, ciddiye almaktır yalnızca…
Bilimi mi soruyorsun?
Doğanın bilimi vardır; insan için henüz icat edilmedi, şiirden ve sezgilerinden ötesi küçücük bir patika…
Her an kayıp uçuruma düşeceğin…
Haberin olsun!

∘∘∘



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder