27 Ağustos 2017 Pazar

15'ten 65'e Sorular




65’te sormaya başladım…
Birlikte büyüdüğüm yakın dostlara:
Ne hayallerin vardı o zamanlar -15 yaşında- ne buldun hayatta?
Parkın güdük çamlarının yoksul gölgelerine sığınırdık…
Sıradan mantıklarımızın minnacık kanatlarına biner olur olmaz her ufka girer çıkardık; her uçuşta büyüdüğümüzü sanarak…
Öğrenciydik hepimiz, mühendislik, hukuk, iktisat…
∘∘∘

Dağıldık sonra; herkes tek başına kaldı.
Yalnızlığına sığınamayanların toplumun gölgesinde de diken üstünde oturacağını  öğrendim ben…
Onları bilmiyorum…
Sordum; anlatamadım.
∘∘∘

Belki de ben gevezelik ediyordum; onlar bilgece kabullenmişlerdi:
Sen hayal kuruyordun hayat dinlemeden yürüyordu…
Aradaki uçuruma hüzün deniyordu…
∘∘∘

Hayatın “kendinden geçeceğin uğraş…” demek olduğunu hiçbirimiz duymamıştık 15’lerde…
45’lerde sezdim ben, 50’de emindim…
65’deki sorularımın kaynağı buydu:
Yanlış pusulayla kim nereye dek gidebilmişti, merak ediyordum…
∘∘∘

Mest olmadığın yaşam, bir türlü dilinin dönmediği lisanı konuşmaya çalışırken insanların seninle kafa bulmasıydı...
∘∘∘

Biri genç yaşta trafik kazasında öldü…
Diğeriyle görüşemez olduk; sanırım o artık istemedi…
Amerika’ya yerleşenle dağdan taştan konuşuyoruz arada bir; eski hazlar kayıplara karışmış…
Edebiyata şiire düşkündü; yeniden dönse iyi olur diyorum…
İstanbul’da kalan her zamanki gibi neşeli hayatı gelişine yaşıyor…
Ben, bu yazıları yazıyorum...
∘∘∘

“…..durmamacasına sarhoş olmalısınız.
Şarapla
şiirle
ya da erdemle
nasıl isterseniz…
Ama sarhoş olun!”[1]
∘∘∘



[1] Baudelaire (ö. 1867), Rimbaud’un (ö.1891) “şairlerin Tanrısı,” Yahya Kemal’in (ö.1958) “gelmiş geçmiş şairlerin en büyüğü “ dediği Fransız şair.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder