Seçeceğin
yollardan biridir dünyada…
Ya
kalabalık içinde kaybolur unutturursun kendini;
Saklanırsın
ölümden…
Söylemez,
konuşmaz, sözünü almazsın ağzına…
Sonlu
ve ahlâki varlığını görmezden gelirsin.
Ya
da sahte perdeler altına saklar unuttuğunu sanırsın ölümü…
Saklandığın:
geçici, dünya konukluğun,
Aklından
kaçırdığın: ölüme doğru özgürlük yürüyüşündür…
Belki
de hiç anlamayacaksın!
∘∘∘
Tam
olmanı ister;
Zorlama,
uyduruk, korkak, ürkek, tedirgin adımlarından kurtulmazsan yanına sokulmaz
ölüme doğru özgürlük…
Olabilirsen
sendir; elinden gelmezse hayalini bile taşıyamadığın belalı yük.
∘∘∘
“Dasein”,
Alman filozof Heidegger’in (ö. 1976)
yarattığı Almanca bir sözcük:
Orada,
şurada, burada, fırlatılmış bulması kendini,
Dünyada
tuhaf bir yolculuğa çıkan insanın…
∘∘∘
İnsan
dememiş, “Dasein” demiş Heidegger.
Öyle
çıkılmaz çağrışımlara bulanmış görmüş ki “insan” sözünü…
İstememiş,
yerine Dasein’ı –dazayn- seçmiş…
∘∘∘
Dünyadaki
macerası insanın, Dasein…
Ya
kalabalıklar içinde kendini kaybettirirsin, buhar olup gider ruhun;
Ya
da yürürsün gözlerinin içine bakarak, ölüme doğru…
Özgürce…
Her
an hissederek “sonlu ve ahlâki varlığını…”
Hep
tamamlayarak eksikli dünyanı…
∘∘∘
Dasein’dan
kaçar, eksiltilmiş dünyanda sen bile okuyamazsın kendini…
Silik,
çirkin, sakil yazılarını sökemezsin…
Bu
bir seçenektir…
Bir
de ölüme doğru özgürlük vardır:
Tamamlana
tamamlana erdemlerinden sarhoş…
Durmamacasına…
“Zamanın
omuzlarına bindirdiği korkunç ağırlığı duymadan…”[1]
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder