Kadın duygularıyla, Adam
hesabına geldiği kadarıyla yolunu seçiyor.
Eğitimse eğitim, yabancı
dilse çifter çifter olsun… Şaşarsınız; sonuç
değişmiyor…
Baskın duygular altındadır ve de hayata daha
yakın duruyor diye kadının, ‘anlama’nın ucsuz bucaksız patikalarına ciddi ciddi
dalacağını beklemeyin.
O da Adam gibi
anlamayı kafaya takmıyor.
∘∘∘
Bence belirleyici
olan, şu sorular:
• Zamanın
ruhuna tutkun musunuz?
• Toplumun
çarmıhına gerilirken ne denli acı çekiyorsunuz?
İlkine “evet” veya “ zamane ruhtan rahatsız
değilim” diyorsanız; ikincisi için
ise en azından “fark etmiyor” diye düşünüyorsanız, işiniz kolaydır…
‘Anlamayı’ kafaya takmıyorsunuz!
Kadın da öyle yapıyor.
Zamanla bir
hesaplaşması yoksa ve kendisi olma ihtiyacı içini yakmıyorsa ‘anlamayı’ es
geçiyor!
Çünkü anlamaya
çalışmanın yükü daha çok hayata tahammül
etmek için taşınabiliyor.
Kolay kabul gören sığ
yanıtların gölgesinde huzurluysanız, kalabalıklar
içinde ‘kendinizden yetim kaldığınızı’ hissetmezsiniz.
∘∘∘
Ben hakim rüzgârların
piyasadan estiği bir dünyada, eğitimin, can derdine düştüğünden
cananı –öğrenciyi- unuttuğunu görüyorum…
Kadın anlı şanlı
okulları bitirmiş, üstüne gitmiş Amerikalara; ağır diplomalar edinmiş. Gelmiş,
uluslararası bir şirkette çalışıyor.
İşe alacağı eleman
hakkında burcuna bakmadan karar
vermiyor!
Yanlış okumuyorsunuz!
Astrolojiyle insan davranışlarını
tahmin edebileceğine inanıyor!
∘∘∘
İnsanın dinamosunu, doğasını
–özünü-, davranışlarının lokomotifini üç bin yıldır yakalamaya çalışan
felsefeye, teolojiye, modernist insan seçme yöntemlerine aldırmıyor; son yıllarda
konuyu inceleyen fen bilimlerine boş veriyor…
İşi yıldız falıyla çözüyor!
Evleneceği adamı, işe
alacağı elemanı böyle seçiyor.
Çekin kuyruğunu
gitsin eğitimin…
∘∘∘
Doğru, Kadın duygularıyla
hayata Adamdan daha sıcak; kadınların
olmadığı yerde boşuna uygarlık aramayın!
Ama o Kadın gidiyor
homo sapien kardeşlerini astrolojiyle tartıyor!
Şaka değil, güveniyorlar!
Medyadaki astroloji
yayınlarının büyük okuyucu kitlesi kadın!
∘∘∘
Yanlış anlamayın, gündelik hayatta bilimsel takılın, bilimsel mantık kullanın demiyorum.
İş hayatında,
ticarette, sokakta, mahallede bilimin
yanlış dediği mantık’ı kullanmak zorundayız biliyorum!
K. R. Popper ne derse desin!
Gündelik hayatta geçmişten
hikâyeler anlatarak gelecek’i kestirmeye çalışıyoruz.
“Şöyle… yaptıklarımız olmamıştı, böyle… yaptıklarımız işe yaradı;
öyleyse böyle yapalım…”
Bu mantık aslında ‘kurbanlık koyun mantığı’dır.
Bayrama kadar sizi
iyi beslerler, hayat hep güllük gülüstanlık sanırsınız, bayramda kafanızı
koparırlar!..”[1]
Yanlıştır; ancak
belirsizlik içinde başka çareniz yoktur, kullanırsınız.
Günün birinde fen bilimleri ‘insanın doğasını’ keşfederse bu çaresizlik perdesini yırtabiliriz.
∘∘∘
Bütün bunlar tamam,
ama yine de yıldız falına kadar
düşmemeliyiz!
Kadına ve kadınlara saygıyla…
∘∘∘
[1] INDUCTION,
tüme varım; Kant’ın (ö. 1804), “Hume (ö. 1776) beni dogmatik uykularımdan
uyandırdı” diyerek işaret ettiği mantık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder