Zekiyiz
ama pek akıllı sayılmayız, öğrenme özürlüyüz.
Türümüze
Tanrı’nın bir laneti bu belki…
Zekâyı
vermiş akıllı olma işini bize bırakmıştır.
∘∘∘
Beynimizde
zekâ dediğimiz yetenek kümeleri var; sinir hücreleri ve onların
bağlantılarından oluşmuş…
Oluşmuş
oluşmasına da, iş bununla bitmiyor…
Asıl
hikâye arkadan geliyor…
∘∘∘
Yaşam
deneyimlerinden, okuduklarından, düşündüklerinden çıkardığın “işe yarar –adequate”
bilgi parçacıklarını kafandaki yetenek kümelerine sarmak sana düşer.
Ömür
boyu sürer bu süreç.
Sen,
Tanrı’nın verdiği zekâya ne sarabildiysen osun.
Tuhaftır;
doğuştan getirdiklerine kendi çabanla sardıkların ne denli “işe yarar –adequate-
ise zekâ kümelerin geometrik olarak büyür güçlenir.
“Her
şeyi benden bekleme…” mesajını hamurumuza katıp salmıştır bizi dünyaya Tanrı.
∘∘∘
Yolda
karşılaştığın birini tanırsın, taşı yerden alıp denize fırlatır kaydırırsın,
ekmeğin fiyatı 1 lira ise 3 ekmek alınca 3 lira ödersin, güzel bir şarkıyı
duyar duymaz aynen söyleyebilirsin, bir yaşında kimsenin öğretmediği ana dilini
yalnızca dinleyerek öğrenirsin…
Bunlar
zeki olduğunu gösterir…
Ama
akıllı olmana yetmez.
∘∘∘
Daha
mutlu bir mikro dünya yaratabilmen için hangi işi yapman gerekir?
Yanıtını
kimseden alamazsın, kendin cevaplamalısın.
Doğru
cevap “akıl” ister…
Aslına
bakarsan yaşamda her soruyu kendin yanıtlamak zorundasın; ama başkalarının
yanıtlarıyla kendini oyalar durur, vakit kaybedersin.
Başkalarının
umurunda bile değilsindir, bilirsin; ancak cevabı kendin bulmak zor geldiğinden
razı olursun.
(Her
şeyi sen bilemezsin, sözüne yaslanıp başkalarına teslim olursan bedeli yine sen
ödersin. Kullandığın her bilginin riskini en aza indirmek sana düşer.)
Mesele
yetenek kümelerine sarıp sarmaladığın “işe yarar bilgi” düzeyinin
yeterliliğidir.
∘∘∘
Öğrenme
doğru düşünce gerektirir.
Düşünce
öğrendiklerini tartmana yarar; tartmadan ezberlediklerin senin değildir.
Doğru
düşünce, yeteneklerine kendi sardığın yeterli –adequate- bildi zemininde
yeşerir.
Mantık
ister düşünce, zekânızla sarmalanmış işe yarar bilginiz eksikse mantığınız
özürlü demektir.
Özürlü
mantık, öğrenme özrünün ana nedenidir.
∘∘∘
1980’den
bu yana esen yeni liberal rüzgârların tek mantığı “para”dır.
Hayatın
tek ve biricik işe yarayanı!
Dijital
dünyada, bunca bilgiye erişme kolaylığına karşın bireyin öğrenme özrünü
kıramamasının nedenidir “para”.
Mantığın
düzgün çalışmasının önündeki aşılmaz bataklık.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder