21 Şubat 2019 Perşembe

Hiçlik Sezgisi Hayata Katlanmanın Motorudur





Boşluğa –hiçliğe- kürek çekerken ara duraklarda heyecanlanmaktır, hayat.
∘∘∘

Sahne göz kamaştırır, hayallerinin kurgusudur…
İçindeki ustalık ciniyle sahneye tırmanma coşkusundan başka nedir ki yaşama sevinci…
Zor olanı ve asıl imrenileni, erdemlisini giyinmek yaşama sevincinin…
Ancak son sahnenin kulisindeki “hiçliği” görenler başarabilir bunu.
∘∘∘

“Neden ben?” sorusunun çengelinde mahkûm olmadan yaşamanın yolu, görünenin arkasındaki “hiçliği” sezmekten geçer.
Boşluğu görmek, sanıldığı gibi ara duraklar için heyecanlanmanı önlemediği gibi, gönlünde, sönmeyecek ateşler yakan bir bilgeliği yeşertir.
İçindeki karakteri –ustalık cinini- anlama dönüştürmenin başka yolu olmadığını yaşam deneyiminle aklına kazımışındır.
∘∘∘

Hiçlik bilinci daha neler katmaz ki?
“Rastgeleliğe aldanmanı” önler; iki adım geri durup yaşama uzaktan bakmanı sağlar; şansın cebine koyduklarını yeteneklerinin meyvesi gibi görmek budalalığına düşmezsin.
Gündelik hayattaki yarışları kazananların çoklukla bu yolda ölenlerle –yarıda kalanlarla- aynı şeyi yaptıklarını sezersin.
Genellikle hepsi zekidir, hepsi özünde aynı şeyi yapar; ama birileri kazanır birileri ölür.
Farkı belirleyen ya “şans” ya da “kurallara aykırı yolları dönebilme” becerisidir.
Mezarlıkları görmeden kazananları değerlendiremeyeceğini anlarsın.
∘∘∘

Hiçlik bilinci aslında yaşamın ruhudur.
Bir hiç olduğunu anlamadan ara duraklardaki sahneler için karakterini yeterince kamçılamazsın.
Sıradan yaşama razı olur, sürüyü terk etmeyi budalalık sanırsın.
Ne yaparsak yapalım kaostan –karışıklıktan, hiçlikten- gelir kaosa döneriz.
Acıların ilacı sahnelerin coşkusudur, hiçlik.

∘∘∘

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder