Ayakta kalmak ve güçlü olmak için
yaşarsın, ama inandıkların için yaşadığına kendini ikna edersin.
∘∘∘
Değerlerinin ve yaşam tarzının
değişik olması yukardaki ilkeyi değiştirmez… Nasıl sağ kalmaya çalıştığın seni belirler…
(Not: bu iyilik-kötülük konusu
değildir.)
∘∘∘
İnsan gündelik yaşam içinde
hapsolmuştur, -bu- sıradan yaşamın işe yarar bir mantığı yoktur; kime sorsan
doğru mantık ondadır.
Başkalarına en az zarar verenin,
en az hak yiyenin, en fazla özgürlük tanıyanın öne çıkması gerekirken, en güçlü
–varlıklı- sivrilir ve en akıllı görülür.
İnsan türünün her büyük buluşunun
kendini vurması bundandır.
∘∘∘
Herkes eleştiriye açık olduğunu
söyler –diyelim ki bu doğru- ama eleştiriden nefret ettiğini söylemez –asıl doğru
olan budur.
Hem açık olursun eleştiriye hem
de ondan nefret edersin; bu gayet te olanaklıdır!
(Not: Bilim felsefesinin kalesini
“eleştiri” üstüne inşa eden K. R. Popper (ö. 1994) özel hayatında kimseyi
dinlemeyen dediğim dedik biridir.)
Başkalarının eleştirilerinden
nefret eder, kendine yönelttiğin –kendi- eleştirilerine hayran olursun.
∘∘∘
Yanılmak öğrenmenin bedelidir.
Hiç yanılmadığını sanan, hiç hata
yapmadığına inanmıştır; her şeyi bildiğinden öğrenmeye de ihtiyacı yoktur.
∘∘∘
Hata yapmadığını, yanılmadığını
sanmanın bedeli depresyondur –çöküntü-; çünkü yeni bir şey öğrendiğini asla
deneyimleyemezsin...
İnsan, işe yarar bilgiyi
tutabildiğini hissettikçe yaşam sevinci doğurur - kendisi için.
Hata yapmayanlar ne öğrenebilir
ne neşe dokuyabilir kendilerine…
∘∘∘
Sevmenin yeterli olduğu yinelenir
durur, değildir; esas olan yaşam sevinci dokumaktır; sevmeye çıkan yollar
bile yaşam sevinci duraklarından geçer.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder