Fabrika ayarları, “mizaç”;
İçine düştüğüm cemaatin kurda
kuşa muhtaç olmaman için anlaşma sağladığı değerler, “sağduyu”;
İçinden gelen, ancak kendini
yeniden doğurduğunda duymaya başladığın sesler ise “içduyu”dur…
∘∘∘
Ayırdında olup olmaman oyunu değiştirmiyor,
üç tarafından toprağa çakılmış kazıklara gerilen paratoner direklerine
benzersin:
Bir yandan “yaradılışın” çeker,
120 derece sonra “sağduyu” bütün gücüyle kendi bölgesine ister seni, bir 120
derece sonra “içduyu”nun belli belirsiz çekim alanını hissedersin…
∘∘∘
Gözünü açtığında sağduyunun manyetik
alanında kaybolmuş bulursun kendini. Sağduyu, çevrenle hizaya geçmeni,
adımlarına sahip olmanı, toplu rap-rapları kaçırmamanı öğütlüyordur.
İyi insan olmak ister, emirlere
uyarsın; başka şansın yoktur!
∘∘∘
Zamanla, -ne kadar erken olursa o
kadar şanslısın- mizacın kafa kaldırmaya başlar:
Bu, der, sağduyunun isteyip
durdukları, bize pek uymuyor, kendi yolumuzu çizmenin yolunu bulabilir miyiz?
Başından atmaya çalışman boşuna,
dönüp dolaşıp ayağına dolaşacaktır…
∘∘∘
İçduyu, mizacın gibi arsız
değildir; nazlanır senin harekete geçmeni bekler; yaradılış –mizaç- altyapın,
zamanın ve tesadüflerin elinde değişik boyutlara ulaşacaktır…
İnsan beynini kendi yapar…
Sen davranmazsan meydan başkasına
–sağduyuya- kalır.
Sağduyunun rüzgârına kapılır ona
göre şekillenirsin…
Güneşi çarpık yönlerden alan
ağaçlara döner, tuhaf biçimler alırsın…
İçinden esas şarkını –içduyu- söylerken,
yüksek sesle yeni şarkı öğrenmenin cenderesi hayat boyu sıkıştıracaktır
yüreğini…
Yaşamın, sağduyunun giydirdiği
deli gömleği içinde geçtiğinden tarifsiz bunalımlar geçireceksin…
Önerilen –psikolog, filozof,
ekonomist kökenli, sağduyu bazlı- çıkış yollarıyla, lanetli labirentti
savuşturamazsın…
∘∘∘
Yapman gereken, mizacının
yönelimleri çizgisinde zamanı karşılaman, beyninin gelişimini –zamanın ve
tesadüflerin ruhundaki işçiliğini- gerçekten istediğin yönde sürdürmesini sağlaman…
Artık zoraki, eğreti, sıradan
değil, gerçek becerilerin olacak…
Daldıkça sana zamanı unutturacak
büyülü becerilerin!
Neye istersen, özyaratımına ya da toplumsal dayanışmaya dilediğince
yüklenebileceksin…
(Devamı var)
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder