Dün de “Nasıl yaşayacağız?” sorusu
ağırdı, ama yanıtını bilmesek bile pek fark etmiyordu…
Bugün…
Hesabını zor ödüyorsun…
Yanlış hayatı doğru yaşamaya
çalışmanın…
∘∘∘
Kendi hayatına bak, yakınındaki
yaşamları gözle, ödenen bedellerin küllerini hafifçe eşele sıkışıklığın
mengenesini sıkan kol aynıdır:
Yürünen yolda, köşeli deliği
tıkayacak yumurta tıkaç rolü…
Yenilginin kaçınılmaz olduğu
lanetli patika…
∘∘∘
Yalnızca koroda söyleyerek
şarkıcı olunamayacağın; yalnız başına söylemeyi öğrenmeden aynada kendini
göremeyeceğin…
Toplumun gazından sarhoş olduğunu,
ayılmadan kendini tanıyamayacağın…
Kişisel özerkliğini, mahrem
özyaratımını ateşlemeden, dayanışmaya desteğinin de eksikli olacağı aklına
yatmadan zaman ve tesadüfler sana çalışmayacaktır.
∘∘∘
Nasıl olacak bu?
Geçmişini yeniden, kendi
sözlerinle, kendi mizacını renklendirecek biçimde yazarak…
Mizacının olumsallıklarının
içinden geçebileceğin özel, sana ait bir yol bularak…
“Bulamazsan yeni bir yol açarak…”
Neden?
Çünkü kendi olumsallıklarını
aramazsan zaman ve tesadüfler sana çalışmaz… Hayat mizacının önünü açmaz.
“Mizaç ve talih yönetiyor dünyayı
ve hayatı…”
Mizacını izlemezsen başkalarının
meşrebinin çizgisinde yürürken yakalarsın kendini, sarhoşluktan uyanabilirsen…
∘∘∘
Dün belki olanaklıydı, toplumun
gazıyla ömür boyu uçmak…
Hayat küçük, sınırlı ve yavaştı…
Ayakta kalmanın bedelini -varın
yoğun neyse- tüm enerjinle ödemiyordun…
Mizacının kapısını aralamaya her
an zaman bulabiliyordun.
Bugün durum değişti:
Özellikle aramazsan,
çabalamazsan, sana öğretilen hayat kalıplarını kökünden zorlamazsan mizacının
kapı tokmağına elini uzatmaya vaktin kalmıyor!
∘∘∘
Mizacının üstünde temellenen,
ortaçağ şövalyelerinin kılıçları gibi hep yanında taşıyacağın bir becerin yoksa
işin zor bugün…
Birilerinin izinden yürümekten
başka şansın olmaz…
Köleliğin mayınlı bölgelerinin
dışına atamazsınız kendini…
∘∘∘
Dün öğretilenler bugün
çalışmıyor.
Özyatatımla kendini yeniden
doğurmazsan mizacına karşın yaşamayı deniyorsun…
“Yanlış yaşam” dediğim bu…
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder