Ne
ikna eden, ne edilen mutludur.
Ne
inandırmaya çalışan ne inanması istenen bir fayda sağlar.
∘∘∘
Eden
de çaresizdir edilen de.
O
halde neden vardır ikna –inandırma-yöntemi?
Çünkü
insanın nasıl öğrendiği, kuramda üstüne çok lâf edilen, gündelik uygulamada herkesin
kafasına göre takıldığı bir çıkmazdır.
Hele
de gündelik hayatın belli dönemeçlerinde kullanılacak kalıplar tartışılıyorsa…
∘∘∘
İkna
eden, başkalarında yanlış dediği şeyi görür düzeltmeye çalışır…
Yanlış
yapanı inandırmaya çalışarak…
“İkna”nın
bir öğrenme yolu olmadığını aklına bile getirmez…
Yüzde
yüz emin olduğu şeyi anlatmak için didiniyordur…
∘∘∘
İkna
edilen, yaptığı şeyin yanlış olduğuna inanmaz; dinlemek zorunda hissettiğinden
başını sallar.
Bu
çıkmazdan günün birinde kurtulmayı umarak, dua eder.
∘∘∘
Çözüm
gündelik hayatın birçok sokağında olduğu gibi yine özgürlükte yatar.
Sevdiğinin,
ya da sorumlu olduğunun özgürce hata yapmasının önüne geçmek istersin.
Boşunadır.
Hata,
aklını kullananın temel öğrenme aracıdır.
Hata
yapma büyük özgürlüktür, bedelini eğer kendin ödersen…
∘∘∘
Kızın
ya davulcuya ya zurnacıya varacaktır…
İkna’nın
kapısını zorlamanın işe yaramayacağını bileceksin…
∘∘∘
Oğlun,
takıldığı her budalalığın bedelini ödeyecektir…
Yapabileceğin,
ödenecek fiyatın yaşamın akışını tümüyle karartmasını önlemeye çalışmaktır…
Becerebilirsen.
∘∘∘
İnsan
yalnızca kendi kendini ikna edebilir; bu sürece de “ikna” denmez, “öğrenme”
denir…
∘∘∘
Kendini
ikna etmek isterken iki yollu bir kavşakta uyanırsın:
Bir,
yeni bir mantıkla düşünme…
İki,
bağlanarak yön arama… Otoriteye başvurma… Ona inanma…
İkisinde
de davranışlarında özgür olduğunu düşünürsün…
Aslında
özgür falan değilsindir; bedelini ödemek zorunda olduğun basit bir deneme –
yanılma oyunudur oynadığın.
İstersen
adına “öğrenme” diyebilirsin.
∘∘∘
Sonunda
saçmaladığını görmek pahasına oyuna girmektir, özgürlük…
Saçmaladığını
görünce “keşke yapmasaydım” diyorsan sindirememişsindir özgürlüğü…
∘∘∘
Kimse
seni ikna edemez; çünkü beynini cenderede sıkıştırıyorlarmış gibi hissedersin,
inanmadığın bir mantığı enjekte etmek için…
Deneyip
görecek, yeni mantık gerekiyorsa kendin bulacaksın.
Özgürlük
ekmek elden su gölden ucu açık bir oyun değildir.
Bedeli,
kafanı çarptığın duvardır…
∘∘∘
Öğrenmenin
ve özgürlüğün bedelinin aynı olması anlamlıdır:
Özgür
yaşamak istemek belaya hazırlanmaktır.
∘∘∘
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder