3 Aralık 2019 Salı

İkna Edilmek Mantık Cenderesinde Sıkıştırılmaktır




Ne ikna eden, ne edilen mutludur.
Ne inandırmaya çalışan ne inanması istenen bir fayda sağlar.
∘∘∘

Eden de çaresizdir edilen de.
O halde neden vardır ikna –inandırma-yöntemi?
Çünkü insanın nasıl öğrendiği, kuramda üstüne çok lâf edilen, gündelik uygulamada herkesin kafasına göre takıldığı bir çıkmazdır.
Hele de gündelik hayatın belli dönemeçlerinde kullanılacak kalıplar tartışılıyorsa…
∘∘∘

İkna eden, başkalarında yanlış dediği şeyi görür düzeltmeye çalışır…
Yanlış yapanı inandırmaya çalışarak…
“İkna”nın bir öğrenme yolu olmadığını aklına bile getirmez…
Yüzde yüz emin olduğu şeyi anlatmak için didiniyordur…
∘∘∘

İkna edilen, yaptığı şeyin yanlış olduğuna inanmaz; dinlemek zorunda hissettiğinden başını sallar.
Bu çıkmazdan günün birinde kurtulmayı umarak, dua eder.
∘∘∘

Çözüm gündelik hayatın birçok sokağında olduğu gibi yine özgürlükte yatar.
Sevdiğinin, ya da sorumlu olduğunun özgürce hata yapmasının önüne geçmek istersin.
Boşunadır.
Hata, aklını kullananın temel öğrenme aracıdır.
Hata yapma büyük özgürlüktür, bedelini eğer kendin ödersen…
∘∘∘

Kızın ya davulcuya ya zurnacıya varacaktır…
İkna’nın kapısını zorlamanın işe yaramayacağını bileceksin…
∘∘∘

Oğlun, takıldığı her budalalığın bedelini ödeyecektir…
Yapabileceğin, ödenecek fiyatın yaşamın akışını tümüyle karartmasını önlemeye çalışmaktır…
Becerebilirsen.
∘∘∘

İnsan yalnızca kendi kendini ikna edebilir; bu sürece de “ikna” denmez, “öğrenme” denir…
∘∘∘

Kendini ikna etmek isterken iki yollu bir kavşakta uyanırsın:
Bir, yeni bir mantıkla düşünme…
İki, bağlanarak yön arama… Otoriteye başvurma… Ona inanma…
İkisinde de davranışlarında özgür olduğunu düşünürsün…
Aslında özgür falan değilsindir; bedelini ödemek zorunda olduğun basit bir deneme – yanılma oyunudur oynadığın.
İstersen adına “öğrenme” diyebilirsin.
∘∘∘

Sonunda saçmaladığını görmek pahasına oyuna girmektir, özgürlük…
Saçmaladığını görünce “keşke yapmasaydım” diyorsan sindirememişsindir özgürlüğü…
∘∘∘

Kimse seni ikna edemez; çünkü beynini cenderede sıkıştırıyorlarmış gibi hissedersin, inanmadığın bir mantığı enjekte etmek için…
Deneyip görecek, yeni mantık gerekiyorsa kendin bulacaksın.
Özgürlük ekmek elden su gölden ucu açık bir oyun değildir.
Bedeli, kafanı çarptığın duvardır…
∘∘∘

Öğrenmenin ve özgürlüğün bedelinin aynı olması anlamlıdır:
Özgür yaşamak istemek belaya hazırlanmaktır.

∘∘∘




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder