21 Kasım 2019 Perşembe

Blogger'dan Vlogger'a





Blogger, blogcu demekmiş, Türkçe…
Vlogger ise video-blogcu…
∘∘∘

İlki yazarak sosyal medyada sesini duyuran; ikincisi videolarla…
Tabii video deyince aklımıza hemen Youtube geliyor.
Vlogger’ların tek mekânı Youtube…
∘∘∘

Birkaç gün önce “golf sporu” üstüne video yayınlamaya başladım Youtube’da.
Videolarımı blog’umda da yayımlıyorum…
∘∘∘

Yalnızca blogger idim, şimdi bir de vlogger oldum.
Blog’um duruyor:  huseyinigdirli.blogspot.com .
Vlog’um ise  huseyin.igdirli@gmai.com üstüne temellenen Google hesabımdan açtığım youtube kanalı:
 total GOLF . HÜSEYİN İĞDİRLİ.
Golf’ün içinde olmayanların pek ilgilenmeyeceğini bile bile blog’um da da yayınlıyorum videolarımı.
Kimbilir belki birilerinin  tanışmasını sağlayabilirim golf’le…
Hayata en çok benzeyen, insanı zihinsel sınamaların –meydan okumaların- en deriniyle tanıştıran, mutluluk denen gizemin anlamına en çok yaklaştıran bu sporla…
Spor hayatın hızlı çekimidir; akıl dışı olan yöntemleri akılla nasıl yöneteceğini çaktırmadan öğretir.
Sezgileri, duyguları, hisleri bir kılavuz gibi nasıl yönlendireceğini…
Ne yazık ki yalnızca akıl, gündelik yaşamın ara sokaklarını aydınlatmaya yetmiyor…
Sezgilerini de denkleme sokmazsan ummadığın duraklarda  buharlaşıyorsun çaresizlikten.
∘∘∘

Goethe’nin (ö.1832) ünlü oyunu Faust, mutluluk arayan bir bilim adamının şeytana kendini nasıl sattığını anlatır.
Bilimi ve sanatı yemiş yutmuş büyük bir bilim insanı teslim olmuştur şeytana…
Goethe’nin şeytanı ilginçtir; mitolojinin kötülük deposu sevimsiz yaratıklarına benzemez.
Günümüzün uyanık, iş bitirici, faydacı, pragmatik, becerikli insan tipinin kopyası gibidir.
Aşkla, müzikle, eğlenceyle hoşça vakit geçirmenin yollarını öğretir insana.
19. yüzyılın başında şeytanı insanlaştırmıştır Goethe.
İnsanın içinde her an canlanacak bir virüs uyuyup durur; kimin –kendiniz dahil-  ne zaman şeytana satılacağını kestiremezsiniz.
Mutluluk labirentinden çıkamayan herkes bu virüsün hedefidir.
∘∘∘

Çözüm yine bir Alman, Schopenhauer’den (ö. 1860) gelir:
Zihinsel birikimin arenasında yalnızca kendinle yarışarak zamanı unutmaktır mutluluk.
Aşk, müzik, eğlence bu yolda enerji yüklüyorsa anlamlıdır.
Güzel bir yemekte sevgiliyle bir kadeh şarap içmek, ertesi gün içinde zamanı unutacağınız bir zihinsel uğraş sizi bekliyorsa gerçekten eğlenceli ve heyecan vericidir.
Bu akşamki yemekte yarın akşamki yemeği planlayarak coşku yaratma çabası şeytana satılmışlıktır…
∘∘∘

Golf gerçek bir zihinsel arenadır, yalnızca kendinle yarıştığın.
Talihsizliği, endüstriyel golf kulüplerinde kendini kaybetmiş olmasıdır.
Bu düşüncelerle yayınlıyorum blog’umda golf videolarımı.
Gülümsemeyin, insan düşündüğümüzden çok daha büyük sırdır; belki işe yarayacaktır kim bilir!

∘∘∘



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder