9 Ekim 2018 Salı

Zamanın Ayak Seslerini Parayla Savuşturamazsın






M.Ö. 7. Yüzyıldan bu yana para kullanılıyor. Anadolu’da Lidyalılar icat etmiş ilk madeni sikkeyi.
Hayatın cilvesine bakın; özgür yaşamın, size özgü hayatın kıvılcımı para’yla çakmaya başlıyor…
∘∘∘

İnsan, özgürlüğünü –zamanını kendine harcama lüksünü- para karşılığında üretim yaparak satın almıştır.
Ondan önce nasıl özgür olurdunuz? Ölümü pahasına güç kullanmaya cüret ederek…
Ya ölür ya özgür olurdunuz…
Çoklukla ölmeyi göze alarak…
∘∘∘

Bugün ölmenize gerek yok…
Önce para kazanıyor ardından intihar ediyorsunuz...(!)
Felsefenizi içinize sindirerek, usul usul, kendi isteğinizle, aklınızın sesine uyduğunuzu sanarak…
Tüketimin mutluluk sandığınız cılız vakit geçirme alevlerinden her gün yeni bir tane ateşleyerek ruhunuzu boğazlıyorsunuz…
∘∘∘

Özgürlüğünüzü satın almıyor küresel dünyada para;
Başarılıysanız, sıradan ilişkilerden damıttığınız ucuz rekabet galibiyetleriyle oyalanarak zamanın ayak seslerini perdeliyorsunuz…
Gerçeğini bilmediğiniz ya da unuttuğunuz için çapaçulluğun içinde zamanı unutmayı ‘mutluluk’ sanıyorsunuz.
Başaramazsanız zaten köleleşiyorsunuz!
Anlayacağınız ”kırk satır mı kırk satır mı” çıkmazı…
∘∘∘

Yeni küresel dünyada kendinizi bırakırsanız başarsanız da yok olsanız da sonuç değişmiyor:
Özgür olabilmek uğruna para ararken dağılıyor şaşkına dönüyorsunuz.
Sihirli söz: Kendinize mukayyet olmak –gözetmek, kapılıp gitmemek, sahip olmak.
∘∘∘

Özgür edeni dosttur paranın…
Zamanı unutmak hoş; ama kendi dünyanda mest olmuş dolaşırsan…
Ayak seslerini parayla savuşturmaya çalışırsan kafanda çınlamayı sürdürecektir zaman…
Kendine rağmen yaşadığını kulağına fısıldayarak:
“Yanlış yaşıyorsun, kendine gel!”
∘∘∘

Para dünyalar kuramaz, özgürlüğünü satın alır iyi yönlendirirsen...

∘∘∘


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder